ABD'nin amacı ateşkes mi işgalciyi kurtarmak mı

Bilindiği üzere siyonist işgal güçlerinin Gazze'ye yönelik vahşi saldırılarını başlatmalarından sonra ABD yönetimi "ateşkes" konusunu gündemine bile almak istemiyordu. ABD Başkanı Biden'ın o dönemde yapılan tüm ateşkes tekliflerine karşı tavrı işgalci siyonist rejimin başbakanı Netanyahu'nun tavrından hiç farklı değildi. Netanyahu ise kendisi için belirlemiş olduğu Gazze'deki direnişi tamamen bitirme, siyonistlerin esirlerini pazarlıksız bir şekilde kurtarma ve Gazze ahalisini ya bölgeyi tamamen terk etmeye ya da işgal rejiminin güdümündeki uzaktan kumandalı bir yönetimin güdümüne girmeyi kabul etmeye mecbur etme amaçlarını gerçekleştirmeden silahları susturmama konusunda kararlı olduğunu her fırsatta ibraz etmeye çalışıyordu.

Netanyahu'ya savaşın başlangıç aşamasında böyle kabadayı davranma ve belirlediği üç hedefi gerçekleştirmeden silahları susturmama konusunda kararlı olduğunu ilan etme cüreti veren ise ABD Başkanı Biden'dı. Çünkü Gazze'deki direnişin askeri yönden ABD-AB-İsrail ittifakına dayanamayacağını, sonunda ateşkese değil İsrail'in şartlarına göre bir anlaşmayı yani teslim olmayı kabule mecbur kalacağını sanıyordu. Bu yüzden Netanyahu-Biden ikilisi belirlemiş oldukları hedefe doğru, burunları havada ilerlemekte kararlı görünüyor ve hedefe ulaşabilmek için de bütün insani değerleri ayaklar altına almaktan çekinmiyorlardı.

Yaşlı, çocuk, kadın, hasta demeden Gazze ahalisinden herkesi hedef almalarının, tam anlamıyla soykırıma dönüşen katliamlar yapmalarının amacı da Filistin direnişini ve halkını mümkün olduğunca kısa sürede teslim olmaya zorlamaktı.

Ancak işgalci siyonist rejimin sözde başbakanı Netanyahu aradan geçen sekiz ay içinde belirlediği amaçlardan hiçbirini gerçekleştiremedi. Her ne kadar Filistin halkı tarafında büyük bir katliama ve yıkıma sebep olduysa da savaşın kendisine maliyeti de çok ağır oldu. Öyle ki işgal rejiminin bu savaşta gerek can kaybı gerekse ekonomik zararı geçmiş savaşlarındaki kayıplarının tümünü geçmiştir. Ayrıca siyasi alanda da ciddi sıkıntı ve çalkantılar yaşamaktadır.

İşgal rejimi sekiz aydan beri Gazze çevresindeki ve 1948'de işgal edilmiş bölgenin kuzeyindeki yani Lübnan sınırına yakın alanları tamamen tahliye etmiş durumdadır. Buraların ahalisi otellerde veya mülteci kampı gibi geçici kamplarda bekletiliyor. Bu uygulama yüzünden şu an 600 bin civarında insanın tamamen atıl durumda olduğu konuyla ilgili raporlarda dile getiriliyor. Bunların atıl duruma gelmesi bir yandan iş gücü kaybına neden olduğu gibi bir yandan da onların geçimleri ve iskanı için ek gidere ihtiyaç duyuluyor.