Milyonlarca memur ve emeklinin gözü Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nda

8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinden uzlaşı çıkmayınca 4688 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik gereğince kamu işveren tarafı konuyu Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna taşıdı. Oluşan algıya göre aşağı yukarı belirli olan sonucun resmileşmesini bekliyor. Süreci ve detaylarını açıklamaya çalışacağız.

Uzun süredir memur zammını Kamu Görevlileri Hakem Kurulu karara bağlıyor

İstisnalar dışında genellikle memur maaş zammı Kamu Görevlileri Hakem Kurulunda karara bağlanıyor. İşin en ilginç yanı ise Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun maaşı da bu karardan nasibini alıyor. Yani başka bir anlatımla Kurulda görev alanların maaşlarını da Kurul belirlemiş oluyor.

Kurulun yapısı demokratik değil

4688 sayılı Kanuna göre Kamu Görevlileri Hakem Kurulu her toplu sözleşme dönemi için;

1- Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay Başkan, Başkanvekili, Başkan Yardımcısı veya Daire Başkanları arasından Cumhurbaşkanınca Başkan olarak seçilecek bir üye,2- Cumhurbaşkanınca belirlenen bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarından dört üye,3- Bağlı sendikaların üye sayısı itibarıyla en fazla üyeye sahip konfederasyon tarafından belirlenecek iki, bağlı sendikaların üye sayısı açısından ikinci ve üçüncü sırada bulunan konfederasyonlardan birer üye,4- Üniversitelerin kamu yönetimi, iş hukuku, kamu maliyesi, çalışma ekonomisi, iktisat ve işletme bilim dallarından en az Doçent unvanını taşıyanlar arasından Cumhurbaşkanınca seçilecek bir üye,5- Bağlı sendikaların üye sayısı itibarıyla en fazla üyeye sahip konfederasyon tarafından üç, bağlı sendikaların üye sayısı açısından ikinci ve üçüncü sırada bulunan konfederasyonlar tarafından ikişer olmak üzere (d) bendinde belirtilen bilim dallarından en az Doçent unvanını taşımak kaydıyla, önerilecek toplam yedi öğretim üyesi arasından Cumhurbaşkanınca seçilecek bir üye, olmak üzere onbir üyeden oluşur. Görüleceği üzere sistem işveren tarafının çoğunluğundan oluşuyor.

Geçmiş tecrübelere bakıldığında Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Hükümetin önerdiği rakam doğrultusunda karar vermiştir.

Farzı muhal, bazı üyeler gemileri yakarak milyonlarca memur ve emekli kesimi ciddi mağduriyet yaşıyor ve ben bu kadar vebalin altına giremem diyerek oranı yüksek belirlerse hiç kimsenin yapacağı bir şey yoktur. Çünkü Kurulun verdiği kararlar kesindir.

Kim bilir kendilerinin alacakları maaşlar da etkileneceği için benim görüşüm budur diye memur sendikalarının görüşleri doğrultusunda oy kullanan çıkabilir. Teorik olarak böyle bir seçeneğin olduğunu düşünüyorum. Bunu yapan kişinin akibeti ne olur bilemem ama tarihe memur ve emeklilerin kahramanı olarak geçeceği aşikardır.Sendika temsilcilerinin toplantıya katılmama seçeneği var

Kanuna göre Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, Başkanın çağrısı üzerine Başkan dahil en az sekiz üyenin katılımı ile toplanmaktadır. Mazereti nedeniyle toplantıya katılamayacak üyelerin yerine ise yedekleri çağrılmaktadır.

Kanun koyucu Kurul üyelerinin kamu görevlilerinden oluştuğunu düşünerek toplantının protesto edilme seçeneği ile en az sekiz üyenin bir araya gelemeyeceği ve toplantı yeter sayısının olmayacağı gibi bir durumda nasıl bir süreç işletileceğini öngörmemiştir.

Şayet böyle bir süreç yürütülmek istenir ve sendika tarafının tamamı mazeret beyan ederek toplantıya katılmazsa mevcut üyelerle karar verilir ve süreç tamamlanır. Hiç kimse de Kurulun kararını sorgulayamaz. Çünkü verilen karar kesindir ve yargı yolu kapalıdır.

Bu faraziyelerin hepsi bazı ulemanın sendikaların tepki göstererek toplantıyı protesto etmesi yönündeki önerilerin vaki olması durumuna göre yapılmıştır. Sendika temsilcilerinin kamu görevlisi olması nedeniyle mazeretsiz toplantıya katılmaması açık bir disiplin suçu oluşturacaktır. Bunu göze alacaklar her şeyi yapabilir. Ayrıca sonucun değişmeyeceği de bilinmelidir. Sonuç olarak Kurul, Kanunda boşluk var biz karar vermeyiz diye köşesine çekilmeyecektir.

İkincil mevzuatın güncellenmesi gerekiyor