KDK'den kamu personelini ilgilendiren kritik karar

Kamu Denetçiliği Kurumu personel konularında sistemi zorlayarak vermiş olduğu kararlarla birçok sorunun çözümüne önemli katkılar sağlamaya başlamıştır. Kararlar tavsiye niteliğinde olsa da sorunların çözümüne ciddi katkı sağladığını, tavsiyenin dikkate alınmadığında da yargı mercilerinde personeli avantajlı hale getirdiğini görüyoruz. Bu yazımızda da verilen bir karar özelinde konuyu açıklamaya çalışacağız.

Yazılı ikaz yazısından geriye kalanlar

Bir çalışan Kamu Denetçiliği Kurumuna 23.05.2024 tarihli başvuruda bulunarak hakkında yapılan soruşturmanın tamamlandığını, yaşadığı şiddet karşısında sessiz kalmayıp hem idari hem adli yönden adalet aradığı için defalarca ceza ile tecziye ile karşı karşıya kaldığını belirtmiştir.

Bu kapsamda SGK İl Müdürlüğünün fiziksel darp girişiminde bulunan kişiyi değil kendisinin servisini değiştirerek ve idari ceza vermek suretiyle cezalandırdığını, disiplin cezaları ile her bir disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin düzenlenmiş olduğunu, cezai mahiyette olmamak üzere yazı ile ikaz edilmeye dair bir düzenlemeye yer verilmediğini, söz konusu yazının özlük dosyasına girmesi durumunda, mesleki açıdan etki ve sonuçları olabileceğini, uyarı yazısı şeklinde bir idari işlemin ceza olarak Devlet Memurları Kanununda yer almaması nedeniyle uyarı yazısının özlük dosyasında yer almasının hukuka aykırı olduğunu, Merkez Disiplin Kurulunun 17.09.2024 tarihli ve sayılı kararı ile eyleme göre verilen cezanın ağır olduğu kanaatine varıldığından bahisle itirazının kabulüne karar verildiğini, bu kez eyleminden dolayı 657 sayılı Kanunun 125A-h bendi gereğince "Görevin işbirliği içinde yapılması ilkesine aykırı davranışlarda bulunmak" hükmü gereğince uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin de önceki dönemde disiplin cezası almamış olması nedeniyle bir alt cezanın verilmesi gerektiği gerekçesiyle, 125III maddesi gereğince sonraki süreçte görevin işbirliği içinde yapılması ilkesine aykırı davranışlarda bulunulmaması hususunda talimat verildiği şeklinde yazı ile uyarıldığını belirterek söz konusu yazının özlük dosyasından çıkartılmasını talep etmektedir.

Amirine senin kaba saba davranışlarından bıktım deyince cezayı yedi

Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 01.11.2024 tarihli ve sayılı cevabi yazısında özetle; soruşturma neticesinde düzenlenen raporda başvuranın 06.05.2024 tarihinde şef vekili ile aralarında yaşanan gerginlik sonucunda şef vekiline hitaben başvuranın "sürekli senin kaba saba davranış ve ifadelerine muhatap olmak, katlanmak zorunda değilim, bıktım benimle böyle konuşmanızdan" diyerek ses tonunu yükselttiği, Devlet Memurları Kanununun 125B maddesinin (c ve j) bentleri gereğince Kınama cezası ile tecziyesi gerektiği, ancak anılan Kanunun 125 inci maddesinin 3 üncü fıkrası uyarınca Uyarma cezası ile tecziyesinin uygun görüldüğü, söz konusu cezaya itirazı sonucunda Merkez Disiplin Kurulunun 17.09.2024 tarihli toplantısında değerlendirilerek, ilgilinin eylemine göre verilen cezanın ağır olduğu kanaatine varılarak itirazın kabulüne karar verildiği, Uyarma cezası kaldırılarak yazı ile ikaz edildiği, ilgili işlemin bir disiplin cezası olmadığından özlük dosyasından kaldırılmayacağı belirtilmiştir.

İkaz yazısının Devlet Memurları Disiplin Yönetmeliğinde belirtilen disiplin cezalarından olmaması nedeniyle özlük ve sicili üzerinde olumlu veya olumsuz bir etkisinin bulunmadığı, başvuranın talebi hakkında bir işlem yapılamayacağı belirtilmektedir.

Amirin davranışı kötü muamele kapsamındadır

Ayrıca idare tarafından yapılan açıklamalardan ve başvuranın "sürekli senin kaba saba davranış ve ifadelerine muhatap olmak, katlanmak zorunda değilim, bıktım benimle böyle konuşmanızdan" ifadesinden de anlaşılacağı üzere şef vekili olarak görevli olan personelin başvurana karşı tutum ve davranışının da kötü muamele kapsamında olduğu açıktır.

657 sayılı Kanun'un 125'nci maddesinde disiplin cezaları ile her bir disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin düzenlendiği ve anılan maddenin (A) bendinde, "uyarma" cezasının, "memura, görevinde ve davranışlarında daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesi şeklinde izah edildiği görülmektedir. Kamu personeline ilişkin disiplin hukukunda en alt ceza olarak öngörülen "uyarma" cezasını uygulanamayacağı hallerde "cezai mahiyette olmamak üzere yazı ile ikaz edilmeye" dair bir düzenlemeye yer verilmediği ve isnat edilen fiiller nedeniyle "yazı ile ikaz" şeklinde bir düzenlemenin bulunmadığı anlaşılmakla birlikte, uyarma cezasının ancak usulüne uygun yapılacak bir soruşturmainceleme sonucu yetkili disiplin amirince verilebileceği açıktır.

Danıştay'ın ikaza karşı tutumu

Danıştay 12. Dairesinin 20074720 E., 20101065 K. sayılı Kararında; "Davacının tutum ve davranışlarında daha dikkatli ve tutarlı davranması hususunda ikaz edilmesine ilişkin işlem her ne kadar disiplin cezası niteliği taşımasa da, davacının özlük dosyasına konulması karşısında davacı hakkında davalı idarenin takdir yetkisini kullanacağı çeşitli işlemlerde dikkate alınması olasılığı karşısında; davacının hukuki durumuna ciddi etkiler yapabileceği görüldüğünden söz konusu işlemin idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olduğu açıktır." ifade edilmiştir.