Vaziyete hâkim miyiz

Bugün Babalar Günü; tüm babalara kutlu olsun.Önceki gün halk çoğunluğunun yıllarca "Baba" diye bağrına bastığı Süleyman Demirel'in 7. ölüm yıldönümüydü, ruhu şad olsun.Dün de bizlerin yaşayan "en baba gazeteci" diye önünde ceket iliklediğimiz "Altan Abi Günü" idi."Bizler" mi Altan Öymen'e "baba" değil de "ağabey" olarak elli yıldır, muhabbetini hayranlığını artırarak sürdürenler.1972'de ülkenin karanlık darbe döneminde, kurduğu Anka (Haber) Ajansı'nda yetişmiş, çalışmış gazeteciler. Dün Altan Abi'nin Anka idari yönetmeni ve hapisane arkadaşı Eşref Erdem, onları Haymana'nın Bumsuz köyündeki evinde ağırladı.(Nuri Çolakoğlu, Alp Orçun,Mehmet Açıktan, Nursel Gürdilek, Uluç Gürkan, Süleyman Coşkur Vecdi Seviğ, Ali Polat. ANKA'nın şimdiki Genel Y.Md. Göksel Bozkurt)Anka'da gazetecilerin ilk öğrendiği "fikr-i takip" tir. Bu, gündem olan haberin öncesi ve sonrasındaki nedenlerin gelişmelerin izini inatla sürmektir. Fikr-i takip sonradan "araştırmacı gazetecilik" diye yaftalandı. "Atıştırmalık" gazetecilik yaygınlaştığına göre, iyi de oldu.Altan Abi ajansta da yönettiği, başyazarlık yaptığı gazetelerde de arkadaşlarını hep "merhaba" yerine "Vaziyete hâkim miyiz" diye selamlar. Bu bir tür "Tetikte ol. Vaziyet sana hakım olabilir. Haber atlar- Gol yersin!" uyarısıdır.Dünya çapında sayılacak yolsuzluk haberlerini ANKA yaptı. Başbakan Demirel'in yeğeni Yahya'nın sunta yükleyip maliyeye mobilya diye sunduğu ve milyonlarca dolar Hazine'yi soyduğu haberlerini Anka'dan okudu. Hayali şirketlerin ve hayali ihracatların izini aylarca Avrupa'da Uğur Mumcu ile sürüp haberleştirdiler, kitaplaştırdılar.Daha da parmak ısırtan haberler, kitaplar yazmak şimdilerde daha da mümkün. Ama korku dağlardan çok, ekranları sayfaları bekliyor. (Sınırlı da olsa haberleriyle kitaplarıyla bazı meslektaşlarımızı gözlerini karartıp mesleğin namusunu kurtarmaya çalışıyorlar. Ama buna engel olmak isteyenlerin gözü daha kara.Yazıya Demirel'in "Boş tencerenin deviremeyeceği iktidar yoktur!" sözü ile girecektim. Vazgeçtim.Gazetemiz bazı yazıları basılı gazeteye koymayı uygun bulmadığı için internet sayfamıza koyuyor. Bu durumda yeni sosyal medya yasasına ve "tweet" muamelesine tabi tutulma tehlikesi var. Birkaç yıldan başlıyor.Geçelim.Demirel'i "Baba" diye baş tacı etmesi halkımızın kara mizaha bayıldığının kanıtıdır.Ayıptır söylemesi, Reyiz'in bir dönem Bahçeli için kullandığı deyimle Demirel de "zürriyetsiz" idi.Ama halkımız feraset sahibidir. "Allah'ın takdiri!" diye bu lafı umursamadı. Tam aksine ona "baba" diye sarıldı. Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya da "Ata" diye da fazla sarıldığı gibi.Zamana zemine en uygun sözlerin müellifi