Lozan'dan kendini yiyen sisteme

Bugün Lozan Barış Antlaşması'nın 99. yıldönümü.Türkiye, devletinden önce Meclis'ini kuran dünyadaki ilk devlettir.Ve bu Meclis'i yedi düvele karşı açtığı Kurtuluş Savaşı'nda karargâh olarak kullanan yine dünyadaki tek devlettir.Devleti kurmadan önce Lozan'da kapitülasyonları kaldırtıp, ekonomik bağımsızlığını sağlamış, kendisini yok etmek isteyen Mondros ve Sevr antlaşmalarını yırtmıştır.Bu emsalsiz zafer, sonunda 30 Ağustos Büyük Taarruzu ve Cumhuriyetin ilanı ile de taçlanmıştır.CHP tarihinin en uzun süre genel sekreterliğini yapmış olan (2000-2010) Önder Sav'ın ifadesiyle: "15 Temmuz'u bayram ilan edip 30 Ağustos bayram değildir diyen zihniyet, DP döneminden bu yana Lozan'ı sulandırmak istemiş, kıskanıp küçümsemiş fakat milletin çelik iradesi karşısında Lozan'ı da İsmet İnönü'yü de unutturamamıştır."Bugün o gündür. Kutlu olsun.Böylesine emsalsiz bir kuruluş destanına sahip ülkemiz "dünya liderliği"ni elbette hak ediyor.Bu da belli ki ancak:a) Dünyada hiç örneği olmayan bir yönetim sistemi,b) Şahsa özel bir ekonomi modeli,c) Akıllara seza otomotiv başarılar,d) Hasbinallah çektirecek bürokratik kararlar ile mümkün!Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, Turkovac'tan önce icat ettiğimiz siyasal ve toplumsal ilk aşımızdır.Kendi milli marşımızın, kendi milli aşımızın ve şahsa özgü "cumhurbaşkanlığı hükümet sistemimiz"in olması da tıpkı "faiz sebep-enflasyon netice" gibi şahsa özgün bir ekonomi modeline sahip olmak da elbette çok önemlidir.Tıpkı sadece yüzde 52'si yerli-milli TOGG otomobilimiz gibi..Tıpkı Petshop'ların ruhsat ve denetiminin Türkiye Kasaplar Federasyonu'na bırakılması türünden bürokratik harikalıklarımız gibi.Bunlar elbette T.C'nin marka değerine büyük katkılar yapacak. Ve çarşı pazar yangınını söndürecektir.Biraz sabır!T.C'nin "marka değeri", Tayyip Erdoğan'ın, Bahçeli'nin, Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener gibi tüm iktidar ve muhalefet erbabının da marka değeri demektir..Bu değer neticede patlıcandan bibere, domatesten patatese ve 80 TL'ye çıkan kiraza yansıyacak çarşı pazar ucuzlayacak hayatlarımız değerlenecektir.Yeter ki Sedat Peker'e, Cübbeli'ye kulak asmayalım. Baksanıza Cübbeli Ahmet Hoca, iç çamaşırı şantajına rest çektiği yetmemiş gibi çıkmış bir de iç savaştan söz ediyor.Sadece biraz sabır.Turcovac aşımız, Sinovac gibi inaktif değil, örneğin parlamanter demokrasi gibi aktif bir aşıdır.Pandemi başkaldırmış durumda. Ama halkımız pek hatırlatma aşısı olmuyor. Olanlar da Turcovac'ı tercih etmiyormuş.Bu aşıya karşı kuşkusu var. CB hükümet sisteminin 2053 yılına kadar muhafaza ve müdafaasına yol açmasından çekinenler olabilir.Bunun