Gelin kaynana arasına girilmez

Kraliçe Elizabeth II, 70 yıllık saltanattan sonra "sahiden gözün karnı yokmuş!" diye düşündü. (Bizim 20 yıl ne ki , doyulmaz tabii!)Ve 74 yaşındaki oğlunu yetim bırakmakta bir mahzur olmadığına karar verdi.Tacına, tahtına ve dünyaya, huzur içinde 96 yaşında veda etti.Peki öteki dünyada huzur bulacak mıAllah bilir..Kullar ve gazeteciler sadece tahmin eder.Kraliçe aynı zamanda bir kaynana idi.Oğlu Charles'ın iki eşinin de kaynanası.Kayınana "Hayın ana"dan türemiş bir sözcük değil.Ama...Kraliçe'nin ilk gelini Diana'ya çok haince davrandığına dünya alem tanık oldu. Cumhuriyet okurları dahil.Gazetenizin 1979-1983 yılları arasında Londra muhabiri idim.İyi olacak hastanın ayağına doktor gelirmiş misali, gazetecilik anlamındao yıllar İngiltere çok bereketli idi.İşçi Partisi iktidarı seçimleri kaybetmişti.Muhafazakar Parti yıllar sonra, hem de tarihte ilk kez bir kadının başkanlığında iktidar olmuştu.Demir Leydi diye tarihe geçen Thatcher, eğitim bakanlığı döneminde de çocuklara ücretsiz dağıtılan sütü kestiği için, "Süt Tırtıkçısı- Thatcher- Thatcher Milk Snatcher" diye şöhret yapmıştı."Kamusal tasarruf şart" diyerek garip gurebayı perişan ediyordu.Bu arada ülkede, sadece insanları öldürdüğü ile övülen , ama binalara, araçlara zarar vermeyen "Nötron Bombası" konferansları düzenleniyordu.Yeni silahlar üretiliyordu.İngiltere binlerce mil ötesindeki Falkland Adaları 'ndaki egemenliğine toz kondurmamak için Arjantin ile aylar sürecek savaşa tutuşmuştu.vs. vs.Bendeniz, ciddi bir gazetede çalışıyor olmanın vakar ve gururu ile sadece sadece siyasi haberlerle ilgileniyordum.Oysa hem ülkemizde hem de İngiltere'de çalışan ve çalışmayan sınıfların asıl ilgisi "insani hikayeler" idi.12 Eylül generalleri şarkıcı Bülent Ersoy'un kadın giysileriyle sahneye çıkmasını yasaklamıştı.O da bu yasağı aşmak ve "erkek bedenine hapsolmuş kadın ruhumu özgürleştirmek için" diye açıkladığı, cinsiyet değiştirme ameliyatı için Londra'ya gelmişti.Peşinde de Türkiye'nin en kalburüstü magazın muhabirleri.Yerli ajansımız nasıl olsa haberi geçer diye ilgilenmedim.14.Nisan 1981'de Charing Cross Hastanesi'nde ameliyat olup erkekliğini aldırması ve "kadın" olması bizim okuru ne ilgilendirir diye düşünüp hiç oralı olmadım.Günler sonra, efsane genel yayın yönetmenimiz Oktay Kurtböke'den bir telefon:"Şekerim git şu herifi bul. Bir konuş. İşin ucunda siyasi bir tavır da var! Anlarsın bunu sen.."Bulmak kolay konuşmak zor oldu."Tüm gazeteler röportaja geldi. Ama Cumhuriyet benim gazetem, ama günlerdir ilgi yok, bir çiçek bile yok!" diye naz yaptı.Yeni cinsiyetinin gereğini yapıyor diye düşünüp özür üstüne özür diledim. Tüm yazar-çizer ve okurlarımızın geçmiş olsun dileklerini ve bundan sonraki hayatında başarı mutluluk temennilerini sundum.Annesi vardı yanında:"Maalesef yavrum hamile kalamayacakmış." hayıflanıp duruyordu.Evlatlık alır büyütürsünüz, daha da sevap olur diye teselli etmeye çalıştım.Randevuyu sağlayan kıdemli Londralı meslektaşım Faruk Zapcı, "Kesilen parçasını bir kavanozda. Onu mutlaka göstermek isteyecektir. Bilesin!" diye uyarmışı.Tekrar gelme sözü verip, acele ile ayrılmayı başardım.Uzunca bir haber yorum ekleyip gazeteye teleksledim.Ben meslek itibarımı korurken, gazetecilikten öte tevazu, mertlik timsali Oktay ağabeyimizin gözüne girmiş olmakla kalmadım; Cumhuriyet okurları da Evren diktasına çok farklı boyutta tavır koyan sanatçımızın yeni cinsel kimliğinin ışığında son fikirlerinden haberdar oldular.Aynı günlerde de İngiliz paparazzileri de Prens Charles'ın da kreşte öğretmenlik yapan Diana adlı 19 yaşında 1.78 boyundaki bir hanım kızla flört ettiğini keşfetmişlerdi.Elbette bizim basınımız da.Mahallenin namusu olur da