5 Kasım helvası kasım kasveti

5 Kasım helvası kasım kasvetiKasım ayı kasvet ayı..Bu duygu, düşünce belki de "10 Kasım" yüzünden.Takvim yaprakları ulusun da bireyin de yazgısı..Babamın 5 Kasımı ile benim tanışmam gibi. Baba deyince de hep elim yüreğimde olurdu.Erzincanlı hemşerimiz, Mülkiyeli büyüğüm Cemal Süreya'nın ilk okuduğum günden bu yana korkuyla hafızama kazınan mısraları gelirdi aklıma.Hani "Sizin hiç babanız öldü mü" diyen soran ve "Benim bir kere öldü kör oldum. Yıkadılar aldılar götürdülerBabamdan ummazdım bunu kör oldum" diye süren şiiri..Ölümlerde ve yıldönümlerinde, evlerde helva kavrulmasını konu komşuya dağıtılmasını Diyanet, "İslam dışı" sayıyor. Oysa bu yerli ve milli bir geleneğimiz olarak yüzlerce yıldır sürüyor.5 Kasım'dı. Babamın ölüm yıldönümüydü. Evde helva kavrulmuştu.O dönemde, Danıştay saldırısında katledilen Mustafa Bilgin'in cenaze töreninde beyin kanaması geçiren Ecevit ise aylardır koma uykusunda GATA'da yatıyordu. 17 Mayıs'tan beri GATA'ya uğruyor hem doktorlardan bilgi alıyor hem de aylardır hastanenin karşısına çadırlarda kamp kuran partililerle bu bilgileri paylaşıyorduk. Bendeniz, Demokratik Sol Parti'de Bülent Ecevit'in seçtiğiseçtirdiği son genel sekreteri idim.Oran'da üst katımızda Deniz Baykal, karşı çaprazımızdaki apartmanda da Ecevitler oturuyor(du.) Eve gelince pederimin ruhu için pişirilen helvayı Rahşan Hanım'a götürmek istemedim. Bu içgüdüsel kesin bir karardı. Aradan bir saat geçti geçmedi. Telefon çaldı.GATA'dan sayın Ecevit'i kaybettiğimizin acı haberi geldi.Helvayı götürseydim eğer, o helvanın Ecevit için pişirilmiş bir helva olmadığını Rahşan Hanım'a anlatmak çok zor olacaktı. Ve hiçbir Rahşan Affı kurtaramayacaktı beni. Ecevit'in yaşamı DSP'nin, daha çok da CHP'nin tarihidir.Altı aya yakın süre boyunca Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde iki ayrı tür defter tutulmuştu.Birisi GATA'nın karşı kaldırımında çadırlarda kamp kuran ve dualar ederek, adaklar adayarak aylardır nöbet tutan partililerin ve yurttaşların yazdığı defterler.Öteki defter ise hastanenin şeref salonundaki siyasetçilere ayrılan defterler.Bu defterler bazı siyasetçiler için ise daha çok pişmanlık bildirme, özür dileme "arzuhali" gibiydi.Ziyarete gelenlerden Recep Tayyip Erdoğan'a ve Deniz Baykal'a defter uzatılmamıştı. Onlardan da bu yönde bir istek gelmedi.Böylece ikinisin de Ecevit ile ilgili kanaatlerini yazılı olarak elde etme olanağından yoksun kalmıştık.Ancak kimi siyasetçiler yaptıkları siyasi yanlışlar, kabahatler ve hatalar için ya da ona sırt çevirdikleri, Ecevit'ten yarı mahcup bazen de çok içtenlikle