İyi insan, iyi ahlaklı insan demektir...

Cenâb-ı Hak, Peygamber aleyhisselâmı överken "Gerçekte sen büyük bir ahlâk üzeresin" buyurmaktadır. İyi bir Müslüman olmak için (Ahlâk-ı hamide) yâni güzel ahlâka sahip olmak, (ahlâk-ı zemime) yâni kötü ahlâktan uzak durmak lâzımdır. Ancak bununla dünya ve âhiret saâdeti elde edilir. Güzel ahlâk, ilim ve edeb öğrenmekle, iyi insanlarla arkadaşlık etmekle elde edilir. Kötü ahlâk da bunun tersidir. Yâni cahil kalmak, edepsiz olmak, kötü insanlarla arkadaşlık etmekten hâsıl olur. Cenâb-ı Hak, Peygamber aleyhisselâmı överken (Gerçekte sen büyük bir ahlâk üzeresin) buyurmaktadır. İyi insan, iyi ahlâklı insan demektir. Dinimiz iyi huylar edinmemizi, kötü huylardan kaçınmamızı emretmektedir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Din, güzel ahlâktır.) Ahlâk hakkında İslâm âlimleri buyuruyorlar ki: "Her binanın bir temeli vardır. İslâmın temeli de güzel ahlâktır." "Kötü ahlâk, öyle bir fenalıktır ki, onunla yapılan birçok iyilikler fayda vermez. Güzel ahlâk, öyle bir iyiliktir ki, onunla yapılan günâhlar affa uğrar." "Güzel ahlâk, Yaradanı düşünerek, yaratılanları hoş görmek, onların eziyetlerine sabretmektir." Bir Müslümana çatık kaşla bakmak harâmdır. Güleryüzlü olmayan kimse mümin sıfatlı değildir. Herkese karşı güleryüzlü olmalıdır. Başkasının kötü ahlâkından şikâyet eden kimsenin kendisi kötü ahlâklıdır. Başkalarının kötülüklerinden bahsediyorsak, bu kendimizin kötü olduğunun alâmetidir. Güzel ahlâk, eziyetleri sineye çekmektir... Güzel ahlâklı olmanın alâmeti şunlardır: İnsaflı olmak, arkadaşlarının hatâsını görmemek, hüsn-i zan etmek, su-i zandan (kötü zandan) kaçınmak, arkadaşlarının eziyetlerine göğüs germek, onlardan şikâyetçi olmamak, hep kendi ayıp ve kusurlarıyla