"Damda deve mi aranır behey şaşkın!.."

Belh Sultanı İbrahim Edhem, bir gece kuş tüyü yatakta yatarken, sarayın damından ayak sesleri işitti. Sinirlenmişti!.. Din büyüklerimiz buyuruyorlar ki: Dünya ile âhiret arası göz açıp kapayıncaya kadardır. Bu dünya hayâldir ve geçicidir. Asıl hayat, âhiret hayatıdır ve ebedîdir. Allahü teâlâ, (Kulum benden ne isterse ona o kapıları, o yolu açarım) buyuruyor. Kalbimizdeki istikamet çok önemlidir. Nereye yöneldiğimize, neye niyet ettiğimize bakalım, iyi düşünelim..." Belh Sultanı İbrahim Edhem, bir gece kuş tüyü yatakta yatarken, sarayın damından ayak sesleri işitti. Sinirlenmişti; -Kim bu saatte o damdaki.. Ne arıyorsun orada be adam diye seslendi. -Devemi kaybettim, onu arıyorum, diye cevap geldi. Hükümdar, iyice kızmıştı: -Behey şaşkın! Damda deve mi olur! diye haykırdı. Damdaki, dedi ki: -Ey hükümdar! Damda deve aranmaz da, atlas yataklarda Cennet aranır mı Bu söz çok tesir etmişti... Sabah vezirleriyle görüşürken aklı fikri gece olan bu olayda idi... Bu sırada bahçeden sesler gelmeye başladı. Pencereden bakınca, iri yarı bir gencin saray muhafızları ile tartıştığını gördü. Seslenerek onları içeri çağırdı. Delikanlıya ne istediğini sorunca; -Ben hana girmek istiyorum, bunlar bırakmıyor, dedi. -İyi ama burası han değil ki, saraydır, ben de padişahım dedi. Genç itiraz etti: -Hayır burası bir han, dedi. -Peki nasıl han oluyor -Senden önce burada kim vardı -Babam vardı. -Ne oldu ona -Göçtü gitti. -Ondan önce -Dedem vardı. -Ona ne oldu -O da göçüp gitti. -Peki, birinin konup birinin göçtüğü yere han denmez de ne denir!. Genç bunları söyleyip, çekip gitti... Gece damdaki adamın sözleri ve şimdi de bu gencin sözleri hükümdarı düşüncelere sevk etmişti...