Türlü çeşitli istibdatlar ve YÖK ve üniversiteler

Hafta sonu Ankara'da YÖK ve Külliye civarında büyük bir deprem yaşandı. O kadar ki iki gün boyunca "yok.gov.tr" resmi internet sayfasına (ana sayfaya) girilemedi. YÖK resmen YOK oldu.Cuma günkü Resmi Gazete'nin "eksik ve kırpılmış haber"ine göre AKMHP cumhurunun başkanı bir şeylere kızmış. (Neye ya da kime kızdığını bilemiyoruz.) O kızgınlıkla, yakın zamanda kendi atadığı altı YÖK üyesini (Prof. Dr. Zeliha Koçak Tufan, Prof. Dr. Murat Tuncer, Prof. Dr. Mehmet Şişman, Prof. Dr. Hayati Develi, Prof. Dr. Mustafa Çiçekler ve H. Abdullah Kaya'yı) görevden azletmiş. (Buna yetkisinin olup olmadığı konusunda bir tartışma açmaya kalkacak olanın vay haline...). Beşinin yerine Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, Prof. Dr. Halit Eyüp Özdemir, Prof. Dr. Ayşen Gürcan, Prof. Dr. Mürteza Bedir, Prof. Dr. Halim Haldun Göktaş'ı atamış. (Altıncısı için ÜAK'ı toplamak gibi bazı formaliteleri tamamlaması gerektiği konusunda birileri kendisini ikna etmiş olmalı. Onlara ayrıca "helal olsun size" diyoruz.). Rivayetlere göre ayrıca iki üye de istifa etmiş. Bu deprem üniversite camiasında birçok fay hattının tetiklenmesine sebep olmuş. Bu görev değişikliğinin ve varsa istifaların sebebi konusunda dedikodu çok: YÖK üyelerine bazen "okudum imzaladım' yaz ama okumadan imzala" deniyormuş da fakat bazıları itiraz ediyormuş. ... Eski Başkanın ekibi tasfiye ediliyormuş. Muş da muş. Bunlar önemli değil. Önemli olan şu: Üniversal ve Anayasal statüsü sebebiyle özerk olan bir kurulun Anayasa teminatı altında olduğunu sandığınız üyeleri (ki Anayasaya bakılırsa bütün üniversite öğretim üyeleri için de benzer bir teminat vardır) kendileriyle birebir yakından çalışmış olmayan bir cumhurbaşkanı tarafından ansızın görevden alınıyor. (Kol kırıldı, kemik dışarda, yenden kan damlıyor.) Yani aslında cumhurbaşkanı bu işte bir alet durumunda. Alet edenin YÖK Başkanı olup olmadığını zaman gösterecek. (İki anlamda!). Alınanların ve istifa edenlerin "tepeden inen" tasarrufa itiraz edip etmeyeceğini ve "belki 'hukuk var' diyecek hâkimler vardır" diyerek dava açıp açmayacağını da omurgalarının duruşu gösterecek. Belki de "Kader, O verdi O aldı, Kâdir olan O'dur, takdirine razıyız" diyecekler. (Burada O ve K harfleri küçük değil büyük harftir. Yaşasın Latin Alfabesi!) Bizim için mesele net: Tek adamlık geçici bir durum değil