Seçim ve derin devlet

Uzun süre Yeni Asya'da köşe yazıları ve Yeni Asya Neşriyat'tan çeşitli kitapları yayınlanmış olan muhterem Prof. Dr. Hüseyin Hatemî Hocamızı bilirsiniz.Yaratılanı Yaratandan ötürü sevme (yani aslında Yaratılan Yaratanı sevdirdiği için Yaratanı sevme) üstadıdır. Siyasetten pek haz etmez. Ama baktığında da genellikle doğru prensiplerle bakar. Dört gün önce "sadece zehir hafiyeyim, bildiğim bir şey yok" notuyla şu tweet'i attı: "Acaba olağanüstü hal şartları doğurup seçimi ertelemek amacı güden bir odak da mı devrede" Dikkatimizi çekti. Zira bu ihtimal AKP'nin AKMHP'ye dönüştüğünden bu yana sık sık dillendirilir oldu. Ama ne yalan söyleyelim, biz pek ihtimal vermedik. Ne de olsa pozitifiz. Fakat şimdi... Hatemî Hocam da yazınca, "acaba" demek gerekti. Böyle bir şeyi siyasetçi istemez. İsteyen varsa o siyasetçi değildir ve olamaz. O halde böyle bir şeyi isteyen olsa olsa "derin devlet"tir. Bu basit sonucu AKP'li dostlarımızın nasıl karşılayacağını doğrusu merak ederiz. Türkiye'de "derin devletin her şeyi olur ama dibi olmaz" repliğindeki kuralın geçerli olduğunu hemen hemen herkes bilir. Zira maalesef demokrasisi derinleşemedi. AKP tek adamın partisine ve hatta dindar görünümlü CHP'ye dönüşünce ve bilhassa AB üyeliği süreci tavsayınca aksine demokrasi sığlaştı. Demokrasi sığlaşınca derin devletin daha da derinleşeceği bizce açıktı ve şimdilerde tam açığa çıkmış oldu. Dün de yazdık: Demokrasi derinleşmeyince "derin devlette devamlılık esastır" kuralı geçerli hale geliyor. Nitekim Hatemî Hocamın tweetinin altına şu yorum yazılmış: "Seçimlerin ertelenmesi (Allah korusun) savaş hali dışında mümkün olamaz Hocam. Böyle bir karara toplumu ikna