Millet İttifakının krizinde Erdoğan'ın sessizliği

Millet İttifakında önceki hafta sonu yaşanan ve sonra bir biçimde aşılan ve hatta Altılı Masa'nın daha da güçlenmesine sebep olan mini krizde Erdoğan'ın sessizliği dikkat çekici idi.Sebebi hakkında çeşitli yorumlar yapıldı. En gerçekten uzak yorum "Erdoğan'ın deprem sonrası yoğunluğu içinde bu tür lüzumsuz işlere vakit ayırmadığı" fikri idi. Bu ihtimal gerçeklerden uzaktı zira bu ihtimal, ofsayttan da olsa "pasları gole çevirmekte usta" bir siyaset oyuncusu olan Erdoğan'dan asla beklenecek bir tutum değil. Erdoğan'ın sessizliği ile ilgili olarak kulağımıza gelen ve fakat ciddiye almak istemediğimiz "uçuk" yorumlardan biri şu idi: Denildiğine göre: Bu kriz aslında sun'i bir krizdi. Önceden planlanmıştı. Amacı da seçmenin Millet İttifakına olan ilgisini ve bağlılığını arttırmaktı. Erdoğan'ın danışmanları da böyle bir sun'i kriz çıkarılacağını az çok biliyorlardı ama mahiyetini ve senaryoyu tam olarak bilemiyorlardı. Kriz çıkınca Erdoğan'ı bilgilendirip ikaz ettiler. Bu sebeple Erdoğan "erken öten horoz" durumuna düşmemek için o günlerde konuşmamayı tercih etti. Bu görüşün izahı da şöyle: Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener geçen aylarda baş başa yaptıkları görüşmelerden birinde bu sun'i krizi planladılar. Ama toplantı yaptıkları ortamın dinlendiğini düşündüklerinden bu planlamayı "konuşarak" değil "kâğıt üzerinde çizerek ve yazışarak anlaşmak" suretiyle yaptılar. Bu sırada o odada bir süre bir sessizlik oldu. Dolayısıyla o gün ortam dinlemesi yapanlar o günkü o sessizlik sürecinin içeriği hakkında bir yorum yapamadılar. Ama yine de "bu işte bir bit yeniği var, bu ikili galiba