Koalisyon yok ama Başbakan var!

Memleketimiz için ve Türkiye'yi örnek alacak ülkeler için faydadan çok zararlı olduğu artık iyice ortaya çıkmış olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde güya koalisyon yok.Avrupa'daki başarılı koalisyonları görmezden gelerek "koalisyonlar kötüdür" diyenlerin CHS'deki görünüşte AKP iktidarında nasıl bir sistemin ve gerçekte nasıl bir koalisyonun olduğunu anlamaları zor olmasa gerek. Öncelikle cumhurbaşkanı yardımcısının statüsü konusunda çok şey yazılıp söylenebilir. Ancak hiç biri bizzat Erdoğan'ın söyledikleriyle boy ölçüşemez. Bir toplantıda yakınlarından birileri "artık bir başbakanımız yok" türünden bir söz söyleyince Erdoğan itiraz etmiş ve cumhurbaşkanı yardımcısını kast ederek "Fuat var ya" demiş. Bu sisteme geçiş hazırlıklarının yapıldığı dönemde çizilen bir karikatür vardı: Cumhurbaşkanı koltuğuna oturup başbakanın koltuğuna ayağını uzatmış ve başbakanı ayakta dikeltmiş bir Erdoğan tasviri. Yani "beni halk seçti, başka herkesi ben seçerim" diyen bir Erdoğan. Ama işler fiilen öyle olmuyor. "Halkın beni yeniden seçmesi için siyaseten ayrı yola çıktığım ve ayrı ve hatta zıt yollarda yürüdüğüm eski rakiplerimin desteğine muhtacım" diyen bir Erdoğan var. Başbakan gibi görülen cumhurbaşkanı yardımcısı da sistemin diğer "motifleri" de burada bir esvap ya da bir kılıf. Önemli olan, yeni girilen yoldaki yeni yol arkadaşlarının, halen bir direksiyon tuttuğunu sanan Erdoğan'ı nereye sürdüğü ve ne kadar başardığı. Aslında cumhurbaşkanı yardımcısının diplomatik ilişkilerdeki statüsü herhalde "başbakan"a karşılık geliyordur. Yurt dışından başbakan seviyesinde bir ziyaret yapıldığında cumhurbaşkanı yardımcısı denk makam sayılıyordur. Ama bu durum cumhurbaşkanı yardımcısını bir tür başbakan olarak görmeyi mümkün kılmaz. Erdoğan öyle görüyorsa bu neyi gösterir Sarayda işlerin başka türlü yürüdüğünü. Delilimiz nettir: Vatan Partisi Genel Başkanı Perinçek, önceki