Kirli işin içindeki pis işler

Önceki gün İstanbul Taksim İstiklal Caddesinde hainlerin uşaklarınca patlatılan zalim bomba ve sonuçları hakkında çok konuşulacak.Zira seçim yaklaştı ve herkes 2015'te yapılan iki genel seçim arasında Türkiye'yi sarsan beş ayda olanları ve yansımalarını hatırlayıp hatırlatacak. Zira bu olay, iktidar ortaklarının ve iktidar güdümünde olduğunu cümle âlemin bildiği yargının neredeyse doğuştan suçlu saydığı HDP lideri Selahattin Demirtaş'ın hasta babasını ziyaret için özel muameleyle ve özel uçakla Edirne'deki cezaevinden Diyarbakır'a götürülüp getirildiği ve yolda çok şeylerin konuşulduğu tahmin edilen seyahatten iki gün sonra oldu. Zira bu olay "önceden iyi hazırlanılmıştı" denilen deprem tatbikatının yapılamamasından bir gün sonra oldu. Zira bu olay muhalif basına sansür kanununun ilk uygulandığı olay olarak kayıtlara geçti. Zira bu olay sosyal medya denilen güvenilmez aracıya güvenilmeyeceğini de göstermiş oldu. Yayın yasağı ve bant daraltma denilen şeylerin bu tür hadiseler açısından olayı önleyici gücünün olmadığı zaten belliydi ama kamu düzenini bozucu bilgi kirliliğini önlemek gibi bir gücünün olmadığını fazlasıyla göstermiş oldu. Zira dedikodular engellenmedi, aksine daha da arttı. İnternet yavaşladı ama darknet güç ve derinlik kazandı. Gününde bilgi sahibi olamayanlar sonrasında Suriye uyruklu şüpheliyle ve arkasındakilerle ilgili bütün bilgilere şüpheyle baktı. İktidara karşı güvensizlik azalmadı, aksine daha da arttı. Hür dünyanın gözünün önünde olanların vatandaştan saklanması zaten olacak şey değildi. Biz olayın başka bir tarafındayız. Mersin'de geçen ay gerçekleştirilen canlı bomba eylemi gerçekten onun işiyse, PKK, "biz iddiamızı da gücümüzü de kaybetmedik, istersek yaparız" demişti. Bu olayla da şeklen bunu teyit etmiş oldu. Ancak bu olayı planlayanların bir taşla birden çok kuş vurmaya çalıştığı açık. Bir kirli çuvala birçok kirli ilişkiyi soktukları da belli. Devletin Bahçelisinden kurtulup silah dışı çözümleri de yeniden gündeme getirmediği sürece bitmeyeceği açık olan bu Kürt Meselesi ya da terör sorunu, iktidar değişikliği ihtimalinin kuvvetlenmesiyle birlikte yeni bir evreye geçiyor. Zira birilerinin