Gele gele bir söğüde dayandık

TRT 2'de kültür filmleri kuşağı var. Zaman zaman kaliteli filmler de yayınlanır.Bu program kuşağının en önemli özelliği, Mehmet Açar ve Alin Taşçıyan adlı iki sinema eleştirmeni tarafından filmden önce "film önü" ve filmden sonra da "film arkası" adıyla yayınlanan 15 dakikalık kısa programlarda film ve ekibi hakkında bilgiler verilip yorumlar yapılması. İki hafta önceki cuma akşamı bu kuşakta Ron Fricke'in yönetmenliğini ve Mark Magidson'ın yapımcılığını üstlendiği 2011 yapımı anlatımsız ve yorumsuz bir belgesel film olan "Samsara" yayınlandı. İzlememiş olanlara tavsiye ederiz. Yapımcının aynı nitelikteki birinci filmi olan Baraka'dan sonra bu ikinci filmde de dinler, kültürler, mazi ve modernite hakkında, elhasıl dünya ve hayat döngüsü hakkında her şey vardı. Dünyayı, insanı, toplumları, farklılıkları, zamanın akışını, kalplerin atışını hissetmek ve sinemadan "ibret almak" isteyenler için gerçek bir görsel şölen. Hele dinler tarihi döngüsünde Kâbe-i Muazzamadan ezanın neredeyse sonuna kadar müthiş görüntü eşliğinde dinletildiği sahneler bir mü'min için ayrıca muhteşemdi. Ama sonrasında ilginç bir şey oldu. "Film Arkası"nda yorumcu Alin Taşçıyan filmdeki "kum teması" hakkında konuşurken "herşeyi kuma çeviren doğa(!)"dan söz etti. Şaşırdık, üzüldük. Yaratıcıya inanmadığını anladığımız için Alin Taşçıyan'a üzüldük. Ama asıl TRT adına üzüldük. Belli ki yorumcu ateist veveya materyalist. "Olmasa iyi olurdu ama olabilir" der geçeriz. Ama bir yorumcunun, hem de TRT'de, kendi inançsızlığını film yorumculuğu kılıfının içine yedirmeye çalışması fevkalade rahatsız edici. Hem de filmin yapımcısı filmde fotoğraflar ve videolarla inançları da anlatıyor ama "ben inançsızım" demiyorken. Tamam, bu bir "dinî nasihat filmi"