Eski yeni CHP'li Kılıçdaroğlu ve Erdoğan

Evet, durum bu kadar karışık. Hatta daha fazla karışık.Geleneksel siyasi cereyanların mensupları ve partileri her iki ittifaka da dahil olabilir ya da olmuş durumdalar. Elbette gerçek Demokratlar hariç. Onların tavrı da safı da net. Mesela İslamcılık cereyanının irili ufaklı partilerinin bazıları o tarafa bazıları bu tarafa meyilli. Seçmeni de öyle. Mesela Türk Milliyetçisi partiler. Bazıları o tarafta bazıları bu tarafta. Elbette seçmeni de öyle. İnkılap taraftarı jakoben Halkçılar bile kafa karışıklığı içindeler. Kendilerine hiç benzetemedikleri Kemal Kılıçdaroğlu'na mı yakın dursalar yoksa yirmi senede kendilerine hayli benzettikleri Erdoğan'a mı yakın dursalar, bilemiyorlar. Bu ortaya karışık tercihlerde Millet İttifakı'na meyledenler ve dahil olanlar için belki iktidar yüzü görme isteği ve iktidar nimetlerinden faydalanma arzusu da etkili olabilir. Ama Cumhur İttifakı'na yanaşanlar için mesele iktidara ortak olma meselesi de değil. Zira başta Erdoğan bulunduğu sürece, bu ittifakın iktidarını kiminle paylaşacağı, hangi kadroya hangi türden adamı getireceği konusunda hiç kimsenin bir garantisi olamaz. Tek adam rejiminde Erdoğan dilediğini Bakan yapar sadece baktırır. Dilediğini danışman yapar, baktırdığı Bakan yerine imza attırır. Keyfine kalmış. Ya da gece göreceği rüyaya... O halde bu seçim aslında seçmen için "partilerin seçimi" değil. Partileri dağınık Partiler için de renklerden renk seçimi değil. Bu seçim aslında bir tür referandum. AKMHP'yle ve kurduğu rejim ile devam edelim mi, etmeyelim mi seçimi. "Edelim" diyenlerin gerekçeleri de ideolojik ya da siyasi değil, "etmeyelim" diyenlerin de... Esas mesele kamu gücünün ve kamu kaynaklarının adil bölüşülmesi. Esas soru adaletin bağımsızlığının ve tarafsızlığının önemli olup olmadığı. Esas ihtiyaç devletin yeniden denetimli devlete dönüşebilmesi. Esas duygu çatışması zalimlik ve ceberrutlukla hürriyetçiliğin mücadelesi. Esas hedef çatışması Avrupa