Erdoğan, Bahçeli, ırkçılık ve devletçilik

Önce naklimizi yapalım:"Geçen gün 'Bize göre Amed diye bir yer yoktur, Amedspor diye bir kulüpten de bahsedilemeyecektir. Bursaspor taraftarlarını buradan selamlıyorum, milli duruşlarından dolayı tebrik ediyorum.' diyen Bahçeli, Erdoğan'ın sırtında ağır bir yük, bu ülkenin birliği için de tehlikeli bir unsurdur! Devletin resmen tanıyıp kabul ettiği bir isim ve kulüp için yok demek, devlet iradesini reddetmekdir. Irkçı çılgınların linç hareketlerine destek çıkmak, ülke için anarşi ve kaos kapılarını aralamakdır." "Erdoğan, Bahçeli ve Irkçılık" başlıklı bu satırlar dostlarınca Risaleleri de iyi bildiği varsayılan bir sosyal medya yazarından. Kendisi AKP'nin sıkı taraftarı ama AKP'nin gizliden Perinçek'le ve açıktan MHP ile kurduğu ittifaktan da hayli rahatsız. Şu tesbiti önemli: "Bahçeli, Erdoğan'ın sırtında ağır bir yük, bu ülkenin birliği için de tehlikeli bir unsurdur!" Acaba Bahçeli ile Erdoğan arasındaki ilişki, "yüklenmek" ve "yük olmak" ilişkisi mi yoksa "hiza vermek" ve "hiza almak" ilişkisi mi AKP bizce kuruluşunda da demokrat değildi. Ama bu yazara göre öyle. Haydi onun dediği gibi olsun. Bugünkü AKP'nin durumu açık: Uzun zamandan bu yana bilhassa ideolojik konularda ve dış politikada Millet Partisi geleneğini devam ettiren bir kulvarda yürüyor, hatta koşuyor. Yani Bediüzzaman'ın "Eğer Demokrat Parti düşse, ya Halk Partisi veya Millet Partisi iktidara gelecek" endişesi AKP'nin AKMHP olması ile birlikte tam tahakkuk etmiş durumda. Halk Partisi iktidara gelememiş ve gelemeyecek. Ama Millet Partisi'ni kukla edenler ne yapıp edip demokratları "düşürmenin" ve iktidar olmanın bir yolunu buluyor. Millet Partisi'nin tipik özelliği ise devletçi, milliyetçi ve "muhafazakâr görünümlü" olmasıydı. Bu devletçiliğin herkese sirayet ettiğini göstermek için ise yukarıdaki cümlelerin sonuncusuna dikkat edelim: "Devletin resmen