Dışarıdan bakışla gündem ve siyaset

Geçen hafta sonu Güneydoğu Fransa'nın Montbeliard kasabasındaki okuyucularımızın açtığı yeni hizmet merkezini tebrik etmek için genç hukukçu adayı Kerem'le birlikte kısa bir seyahat yaptık.Almanya, Fransa ve İsviçre'nin sınırlarının buluştuğu köşede yer alan ve İsviçre'ye ait olan Basel Mulhouse Havaalanında uçaktan inip havaalanının İsviçre kapısından çıktığımızda bizi güleryüzleriyle Basel'deki Ahmet Kardeşler karşıladılar. Birlikte geçtiğimiz mütevazı sohbet mekânında Mustafa Kardeşimizin yanında istikbalin sahibi çocukları da görmek mutluluk vericiydi. Daha sonra geçtiğimiz Fransa'nın Montbeliard kasabasında, Varolası Hakan, Mikail ve adını sayamadığımız diğer okuyucularımızın hem birbirleriyle samimi dostlukları ve hem de misafirlerle samimi ilgileri Fransa'nın istikbalinin de nurlu olduğunun müjdelerindendi. Strazburg'da, Avrupa Konseyinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ve Avrupa Birliği'nin maddi ve manevi heybetini Yeni Asya'nın "Birinci Avrupa" köşesinin genç yazarı Hukukçu Ahmet Şamil ile birlikte müşahede etmek ayrıca zevkliydi. Kader Pastanesi'nin Karadeniz'deki tarihî merkeziyetini Mulhouse'a taşımış olan Muhammet Kardeşimizin, hem evini medreseye ve hem de ailesini talebeye çevirmiş olduğunu görmek de mutluluk vericiydi. Avrupa'dan Avrupa'ya bakınca "İslamiyet'e hamile bir kıt'a"nın "karnı burnunda" demek için henüz erken gibi görünse de işaretler belirmiş. Şu ya da bu yolla oralara gitmiş olan entelektüel Müslümanların o kıtaya nurani katkıları, erken bir kıyamet kopmazsa eninde sonunda meyvelerini verecektir. Avrupa'dan Türkiye'ye bakınca görünen durum ise şu: Asıl mesele siyaset değil. İnanç ve kültür. Ama yine de siyaset de önemli. Zira hukuk devletten ve devlet de siyasetten bağımsız değil. Önümüzdeki seçim, önceki diğer birçok seçimden farklı olarak sadece sıradan bir seçim değil. Avrupa Birliği sürecinin yeniden canlanması ya da iyice tavsaması ile sonuçlanacağı için ayrıca önemli. Avrupa'daki Müslümanların çoğu Türkiye'nin