Devlet, memuru ve siyaset-2

Önceki günkü yazımızda Mardin'den öğretmen Hakan Bey'in sorusunun birinci kısmını bildiğimiz kadarıyla cevaplandırmıştık. Bugün ikinci kısımla devam edelim. Soru şöyleydi:"Bilmeyerek hukuksuz bir davranışta bulunmamak adına veya tam tersi kendi kendimizi dar kalıplara sokmamak adına merak ettiğim bir konu var. ... Memur ama aynı zamanda yönetilen bir vatandaş olarak eleştirel hak noktasında hükümet-devlet ayrımını nasıl yapmalıyız" Sorunun bu kısmı için önce "kendimizce" bir düzeltme yapalım: Bize göre vatandaş "yönetilen" değildir. Aksine, Osmanlı'nın Cumhuriyetsiz-Saltanatlı Demokrasisi demek olan Meşrutiyetin 1908'de ikinci defa ilanını hararetle destekleyen Bediüzzaman'ın siyasi nutuklarında vatandaşlara "(demokrasi sayesinde) her biriniz padişah oldunuz" demesinden de anlayacağımız üzere; kör-topal, az-çok demokrasi varsa vatandaş artık "yönetilen" değil "yöneten"dir. Seçmen tabanda değil tavandadır. Amiriyle-memuruyla, üniformalısıyla-üniformasızıyla bütün bürokratlar hizmetkârlar ordusunun fertleridir. Siyasetçiler, milleti değil devletin bütçesini, kurumlarını ve bürokrasiyi yönetenlerdir. Millet ise siyasetçiyi seçen, yönlendiren, denetleyen ve beğenmezse yenisini seçebilendir. Sorudaki "devlet ve hükümet farkı" meselesine gelince: Soyut bir kavram olarak şu ya da bu türden bir devlet, modern çağ için bir meta veridir ve bir gerekliliktir. Evet, "devletsiz toplum" teorik olarak mümkündür ama bir kavram olarak "devlet"e düşman olan anarşistlerin ve komünistlerin modern çağdaki devletsiz toplum ve "komünal hayat" hedefi komünistik bir hayalden ibarettir. O halde anarşistlerden başka hiç kimse "kavram olarak devlet"e düşman değildir. "Devlet düşmanı" olmayanların, şu ya da bu tür devlete; taraftar, karşı, dost, düşman, uzak, yakın, destekçi, muhalif, nötr ... olması ve şu tür ya da bu cins devleti istemesi ise bir tercihtir ve ancak saygı duyulur. Modern çağda devleti "kendince ideal" devlete yaklaştırabilmek her aklı başında insanın "kendince önemli" görevleri arasındadır. (Kaçıncı sırada olacağı ayrı meseledir.) Zira modern devlet insana dair her şeye burnunu sokan bir yapıdır. Devleti iyileştirebilmek için siyasetle az ya da çok ve şu ya da bu yönde ilgilenmek gerekir. Bu sebeple demokrasilerde "oy kullanmak" türünden siyasi tutum aynı zamanda bir vatandaşlık bilincini gösteren bir görevdir. Devleti (bürokrasiyi) yöneten siyasetçinin farklı icraatlar yapmasını istemek her vatandaş için siyasi bir tutum olarak "faydalı"