Basın, Yeni Asya ve siyaset

Bugünkü konumuzu anlatabilmek için önce bir örnek verelim:Geçen kasımda, 12 Kasım 1999 Düzce depreminin yıldönümünde, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun tanıttığı bir organizasyonla bir deprem tatbikatı yapılmıştı. Hatta Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici'nin tatbikata yaklaşımı da hayli konuşulmuştu. Hatırlayacaksınız. Bundan iki gün sonraki (14 Kasım 2022) Yeni Asya'nın manşeti "TATBİKAT YETMEZ Prof. Dr. Naci Görür: Deprem tatbikatı Yapılsın ama Asıl Olan Şehirleri Depreme Hazırlamak" idi. O birinci sayfa aşağıda: Bu manşeti gören bir kısım müfrit iktidar taraftarları o gün Yeni Asya için şunları düşündüler ve yazıp söylediler: -Bu nasıl gazete, işi gücü muhalefet. -Yeni Asya işte, başka ne beklenir ki! -İktidar çalışıyor, bunlar eleştiriyor. -Bunların maksadı üzüm yemek değil... O gün bunları düşünüp söyleyenler, 6 Şubat'tan sonra acaba ne düşündüler Mahcup oldular mı Yanlış anlaşılmasın, işimiz bu noksan muhakemelilere cevap yetiştirmek değil. Bu sadece bir örnek. Mesele, medyanın vazifesinin ne olduğu ve ne olması gerektiği: -İktidarı alkışlamak en kolayı. Hem de en kârlısı. -Muhalefeti eleştirmekle yetinmek en saçması. -Doğru olan, makul muhalefetin de sesi olabilmek. -Doğru olan, iktidarı da muhalefeti de doğru bilgi ile beslemek ve doğru tavsiyelerle yönlendirmek. Demokrasilerde basın; yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü kuvvettir