Bursa'nın mutfağı bambaşka

İçerisinde insanı birkaç gün oyalayacak kadar gezilecek yer barındıran Osmanlının ikinci başkenti Bursa'da İskender kebaptan kestanenin her türlüsüne farklı farklı lezzetler deneyerek kendinizi mutlu edebilirsiniz. Bursa Osmanlının "DİBACESİ" yani ön sözü. Zira ipeğin ve zanaatın ilk merkezlerinden biri olan kent adını BITHYNIA KRALI PRUSIAS'tan ama karakteristiğini OSMANLI İMPARATORLUĞU'ndan almış. Suların ve yeşilin kenti Bursa'nın büyük talihi şüphesiz Uludağ. Diğer taraftan verimliliği ile ünlü yüz binlerce hektarlık ovaları Bu ovaları sulayan dereleri, bunların denize ulaşmadan önce doldurduğu İZNİK ve ULUABAT gölleri Bursa; tarım kenti, turizm kenti, kaplıca kenti, üniversite kenti, balıkçılık kenti, dağ ve deniz sporları kenti. DENENECEK LEZZETİ ÇOK Bursa, Osmanlı İmparatorluğu'nun devletten imparatorluğa geçiş dönemindeki başkenti olduğu için sadece Türkler için değil, insanlık tarihi için de önemli bir yerleşim. Bursa'da bir ya da birkaç günlük bir seyahatten dönerken "NE YEDİK AMA" diyebilirsiniz. Bu şehirde insanı birkaç gün oyalayacak kadar çok gezilecek yer, denenecek de çok lezzet var. Bursa'da yapılacak en güzel şeylerin hepsini kapsayan Rum köyünden Osmanlı köyüne, İskender kebaptan balığa, cantıktan pideli köfteye ve kestanenin her türlüsüne, farklı farklı lezzetler deneyerek kendinizi mutlu edebilirsiniz. Aynı zamanda öğrenerek de muhteşem zaman geçirebilirsiniz. Bursa enteresan bir şehir 2008'de İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth ve eşi Prens Philip, Bursa ziyaretinde, KOZAHAN'ı ziyaret etmişler. Eskiden ipek yolu üzerinden gelen kervanların konaklama yeri olan handa meşhur Bursa ipeğinden şallar ve fularlar satan, yan yana sıralanmış dükkânlar var. Şimdilerde o eski ipekleri aramak ve bulmak şüphesiz pek mümkün değil. ŞEHRİN AYASOFYA'SI Osmanlının ikinci başkenti, padişahlar şehri Bursa denince akla gelen en önemli tarihi yapı ULUCAMİ. Hatta Evliya Çelebi'nin deyimiyle "BURSA'NIN AYASOFYA'SI!". Bu görkemli camide Osmanlı ve Selçuklu mimari özelliklerini bir arada görebilirsiniz. IRGANDI KÖPRÜSÜ illa ki kulağınıza çalınmıştır, Bursa'ya gidince görülmesi gerekenlerin başında gelir. Çünkü eski çarşılı köprü, 1442 tarihli Köprü bildiğiniz köprülerden farksız ama dünyada çarşısı olan sayılı köprülerden. Dünya'da bizdeki Irgandı Köprüsü'ne benzeyen, üzerinde çarşısı olan diğer üç köprü ise BULGARİSTANLOFÇA'DAKİ OSMA NEHRİ ÜZERİNDEKİ KÖPRÜ, İTALYAFLORANSA'DAKİ PONTE VECCHIO KÖPRÜSÜ diğeri de İTALYA- VENEDİK'TEKİ RIALTO KÖPRÜSÜ. 'Osmanlı zamanında bir köyde yaşamak nasıl olurmuş' işte onun cevabı CUMALIKIZIK. Osmanlının büyüme sürecini ilk elden yaşayan köy, o günden bugüne minimum deformasyonla bugünlere kadar gelebilmiş belki de en ender yer. Tam bir zaman kapsülü. Taş sokakları, tarihî evleri, bozulmamış köy hayatı ile kesinlikle çok özel, ancak kesinlikle denetimsiz. O canım gibi ahşap mimari askılık vazifesi görüyor, hijyen kelimesi anlamsızlaşmış bu canım OSMANLI KÖYÜ kendi hâline bırakılmış. Keşke Bursa Büyükşehir Belediyesinden alınıp köy statüsünde korunsa. İSKENDER SİMGESİ OLMUŞ Gelelim gastronomi kelimesi ile Bursa ilişkisine Mesela iriliği ve lezzetiyle bilinen Napolyon kirazı Bursa'dan yayılmış iddiası var. Aslında Napolyon değil APOLYONT KİRAZI olarak söylenmesi gereken bir meyve imiş. Bursa mutfağına dair söylenecek çok şey var ama köşeme sığdırmak imkânsız. Ben de Bursa'nın gastronomi adına alametifarikası büyük küçük hepimizin severek yediği İSKENDER kebabını kısaca anlatayım, çünkü aslında uzun çok uzun bir hikâye. Bursalıların teveccühü ile doğmuş ve ünlenmiş. Hikâyesi, 19. yüzyılın ortalarında Mehmet oğlu İskender Efendi'nin Bursa Kayhan Çarşısındaki dükkânında başlamış. O günlerde