"Cansız heykeller aslâ ilâh olamaz!.."

Mus'ab bin Umeyr (radıyallahü anh), insan güzeli bir gençti. Mekke'nin en kibar delikanlısıydı. Tahsilli ve kıvrak zekâlıydı. Üstün fesâhata belâgata sâhipti. Zengin bir ailenin çocuğuydu. Ailesinin gözü onun üzerindeydi. Ama mutsuzdu, sıkılıyordu. Boşlukta gibiydi. Çok şey mânâsız geliyordu ona. Meselâ şu cansız putlara (tanrı) diye tapmayı kabul edemiyordu bir türlü. "Hayır! Cansız heykeller aslâ ilâh olamaz" diyordu. O bunları düşünürken Efendimiz aleyhisselâm gizli gizli İslâm'ı anlatıyordu. Erkam'ın evinde. Mus'ab, o sokaktan geçerken bâzı gençlerin bir eve girdiklerini gördü. Hâliyle merak etti. Kendi de gayriihtiyârî girdi içeri. Ve çöktü