"Bu, kerâmet değil de nedir!."

Hasan Feyzî Efendi, Denizli toprağını nûrlandıran bir Hak dostudur. Kerâmet göstermek istemezdi. Bu, zihnine takılırdı talebelerin. Bir sabah, ders başlıyordu. Talebeleri o şeyi düşünüyordu: Kerâmet... "Hocamız neden hiç kerâmet göstermiyor" diyorlardı. Bu durum, malum oldu büyük zâta. Dersi yarıda kesti. Ve talebelere dönüp; "Biz, şu günahkâr hâlimizle, yerin dibine lâyıkız. Buna rağmen bakın yer üstündeyiz. Bu, kerâmet değil de ya nedir" buyurdu Talebeler şaşırdılar. Birbirlerine bakıştılar. Hocaları, bu defa: "En büyük kerâmet nedir biliyor musunuz" diye sordu. "Bilmiyoruz efendim" dediler.