Bir işte ihlâs yoksa

Mevlânâ hazretlerine bir gün; "İhlâs nedir" diye sorarlar. Onlara şu menkıbeyi anlatır: Bir ilim talebesi, zengin bir tüccarla yolculuğa çıkar. Talebe, fakirdir, gariptir. Elbisesi yırtık ve eskidir. Ayakkabı mı Ne gezer! Yalın ayaktır zavallı. Zengin bunu fark eder. Garibi sevindirmek ister. Bir mola yerinde bir çift pabuç alıp giydirir. Talebe çok sevinir. Sonra yola devam ederler. Fakat tüccar ikide bir ikaz eder garibi: "Aman ha iyi yürü, eskimesin pabuçlar!" Zavallı "Peki" der. Daha bir dikkatli yürür. Ama ikazlar bitmez. "Düzgün yerlerden yürü!" Sonra bir ikaz daha: "Sivri taşlara basma!" Bir daha: "Sürüme ayağını!" Garibin