Salihlerin Orucu

On bir ayın sultanı Ramazan-ı Şerif'in dördüncü günündeyiz elhamdülillah. Rabbim bu mübarek ayı milletimiz ve ümmet-i Muhammed için hayırlı, feyizli ve bereketli eylesin. "Kur'ân ayı" olan bu müstesna ayda, hem tepeden tırnağa vahiyle yeniden yoğrulmaya, hem de bir taraftan "imsak"tan "iftar"a yememek, içmemek ve cinsel ilişkide bulunmamak suretiyle midemize oruç tuttururken, diğer yandan da kalbimize, dilimize, gözümüze ve elimize, özellikle de parmak uçlarımıza kadar tüm organlarımıza oruç tutturmaya hepimizi muvaffak kılsın. Gerçek şu ki, bütün organlarımıza oruç tutturmaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Seküler hayatın iyiden iyiye neşvünema bulduğu bir ortamda kalplerimiz suizan, kin, nefret gibi duygularla, dillerimiz yalan, gıybet, iftira gibi âfetlerle, gözlerimiz haram görüntülerle ve özellikle de parmak uçlarımız sosyal medya ayartılarıyla kirleniyorken böyle bir kuşatıcı oruçla kendimizi tutup, arzu ve isteklerimizi gemlemeye ve manevi kirlerimizden arınmaya çok ama çok muhtacız. İmam Gazali böyle bir oruca "sâlihlerin orucu" der ve İhyâu Ulûmi'd-Dîn isimli eserinde bunun bütün organları günahtan korumakla sağlanacağını beyan ederek şu hadis-i şerife yer verir: "Beş şey vardır ki, oruçlunun orucunu bozar: Yalan, gıybet, kovuculuk, yalan yere yemin etmek, şehvetle bakmak." Gazali "dilin orucu"nu şöyle tanımlar: Dilini hezeyan, yalan, gıybet,