Namazlarından Gafil Olanlar

Namazlarından Gafil Olanlar

Abdullah Yıldız

Dersimiz Mâûn Suresi. Sûre, adını son ayetteki "mâûn" kelimesinden almıştır. "Eraeyte", "Eraeytellezî", "Dîn", "Tekzîb", "Yetîm" adlarıyla da anılır. Mekke'de inmiştir (4-7. ayetlerin Medine'de münafıklar hakkında indiğine dair rivayetler de vardır). Surenin meali şöyledir:

"Rahmân, Rahîm Allah'ın adıyla. 1- Dini yalanlayanı gördün mü 2- İşte o, yetimi itip kakar; 3- Yoksulu doyurmaya gayret (ve teşvik) etmez; 4- Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, 5- Onlar namazlarından gafil olanlardır. 6- Onlar gösteriş yapanlardır, 7- Ve hayra da mâni olurlar."

1. ayetteki "Eraeyte" (Sen gördün mü) hitabı sadece Resulullah'a (s.a.) değil, her akıl sahibi insana yöneliktir. "Dini yalanlayanı gördün mü" cümlesi, Kur'ân Mesajı'ında şöyle açıklanır: "Dîn'i (bütün bir ahlâkî değerler sistemini) yalanlayanı, yani böyle bir dinde ve dolayısıyla ahlâkî kurallar kavramında -ki dîn teriminin en temel anlamlarından biridir- herhangi bir objektif geçerlilik bulunmadığını iddia eden birini tasavvur edebilir misin" Çoğu müfessir, dîn teriminin yukarıdaki bağlamda 'hükümhesap', yani Hesap Günü anlamında kullanıldığı kanaatiyle bu ibareyi 'Hesap Günü'nü yalanlayan' şeklinde yorumlar.

2. ayetteki "yedu'-ul-yetîm" ifadesi, Mevdûdi'ye göre, 'yetimin hakkını yer, mirasına el koyar, yetimi kovar, itip-kakar, yetime zulmeder' manalarına gelir. Bu terim, o kişinin bu davranışı ara sıra değil sürekli yaptığını, bunu tamamen alışkanlık haline getirdiğini, kimseden de çekinmediğini ifade eder.

3. ayetteki "ve lâ-yehuddu" ifadesi, aynı müfessire göre, 'hem kendisi yoksulları doyurmaya gayret etmez, hem de diğer insanları miskinlere yemek yedirmeye teşvik etmez' anlamına gelir. Ayette "it'âmu'l-miskîn" (miskinlere yemek yedirmek) yerine "ta'âmu'l-miskîn" dendi ki, bu, 'miskinin kendi hakkı olan yemeği vermez' anlamına gelir; yani o yemek miskine aittir, yemeği verenlere değil. Nitekim, Zâriyât 5119. ayette, "Onların mallarında isteyenlerin (sâil) ve mahrum olanların hakları vardır" buyurulmuştur.

Ayetler, yoksulu doyurmayanları kınarken, erdemlileri de yoksulları doyurmaya özendirmektedir.

4. ayet: "Şu namaz kılıp duranların (musallîn) vay haline!" Buradaki "musallîn", 'namaz kılanlar' demektir. Ancak bunlar Mevdûdi'ye göre, Müslümanların saflarına katılarak namaz kılan, zahiren Müslüman görünen ancak gerçekte Hesap Günü'nü yalanlayan münafıklardır.

5. ayet: "Onlar namazlarından gafil olanlardır."M. Esed, bu ayeti, "Onlar ki, kalpleri namaza yabancıdır" şeklinde anlar. Lafzen, "Namazlarına karşı bilerek gaflet içindedirler". Mevdudi'nin dikkat çektiği üzere, burada "fî salâtihim sâhûn" (namazların