İhracat ve sosyal sorumluluk

Kamuda çalıştığım dönemde sivil toplum ve gönüllülük çalışmaları her zaman hayatımın içinde oldu. Sivil toplum yolculuğumuz öyle bir yolculuktu ki, birçok ulusal ve uluslararası ödül aldık.Kamuda çalışırken gönüllülük ve dış ticaret perspektiflerini birleştirmek için gayret gösterdim. Dış ticaret uzmanı olmak için tez yazmam istendiğinde önerdiğim tezlerden birisi, "İhracat Stratejilerinde Sosyal Sorumluluğun Yeri" idi. Bu tez, o dönemde yöneticilerim tarafından "İlmin başı merak" olmasına rağmen uygun görülmedi.Halbuki, ülkemizde birçok yabancı firmanın sosyal sorumluluk çabaları ile pazarımıza girdiğini görmüş, birçoğu ile sponsorluk çalışmaları yapmıştık. Domestos'un okullarımızda hijyen çalışmaları, Coca Cola Hayat Artı Vakfı'nın sulak alanlara ilişkin çalışmaları hepsi ihracatta pazara giriş ve pazarda tutunma üzerine çalışmalar idi. Bir kısım sigara, silah, vb. teknoloji şirketlerinden gelen talepleri ise duruşumuz gereği reddetmiştik. Bu dönemde aynı zamanda yerli birçok firmamız ile sosyal sorumluluk çalışması deneyimlemiş, kültürümüzde yaygın bir şekilde bulunan "Bir elin verdiğini öteki el görmesin" yaklaşımını fazlasıyla deneyimlemiştik.Kuveyt ve İran'da görev yaptığım esnada, yabancı firmaların pazara giriş stratejilerinde sosyal sorumluluk çalışmalarını ülkemiz firmaları ile karşılaştırabilmiştim. Limak'ın "Geleceğin Mühendis Kızları" Kuveyt'te inanılmaz ses getirmişti. Bugüne kadar yurt dışında gördüğüm tek başarılı sosyal sorumluluk çalışmamız bu idi. İran gibi zor bir pazarda ise Unilever'in sosyal sorumluluk çalışmalarını yansıtışı göz doldurucu niteliğiyle İranlıları bile mest ediyordu.Bizim firmalarımız ihracatta sosyal sorumluluğu temel bazı nedenlerden yapamıyor.1. Ülke içinde sosyal sorumluluk