Ulusal bilinç

- Varlığımızın değerini yaşam biçimimizle vurgularız.-

Algılama, ayırt etme, kavrama, tanıma, değerlendirme yetisi alan bilinç (şuur), algı ve bilgilerin, düşünce ve duyguların yapısıdır, kaynağıdır. Ülkemize ve ulusumuza ilişkin değerleri kavrama, yükseltme ve yaşatma çabası ulusal bilincin ateşidir. Bu konuda hepimize sorumluluk, görev ve çabalar düşmektedir. Kamusal aydınlığımız hepimizin özenine, girişimine ve katılımına bağlıdır. Kişisel beklentiler ve çabalar, ulusal yaşama katkı düşüncesi ve amacı olmadıkça hiçbir önem ve değer taşımaz. Bireysellik bir tür çıkar güdüsüdür. Toplumsal bir değeri ve önemi olmadıkça hiçbir girişim ve atılım anlam taşımaz. Bu konuda Sayın Prof. Dr. Özer OZANKAYA'dan aldığım bir görüşü değerli okurlarımızla paylaşmayı görev sayıyorum. Biliyorum ki bilim ve kültür başyastığımız, yaşam güneşimiz kitaplar, dergiler, gazetelerle sanat ürünleri (sözlü, yazılı, resimli)'dir. Sayın Ozankaya'ya da teşekkür ediyorum.

" ATATÜRK'ÜN TÜM SÖYLEV VE DEMEÇLERİNİ, 100. YILIMIZDA, YİNE O'NA BORÇLU OLDUĞUMUZ GÜZEL TÜRKÇEMİZLE OKUYABİLMELİYİZ!

Ulus ve yurdumuzun kurtarıcısı ve bir daha "kurtulmak zorunluğuna düşmeme"nin güvencesi olan 'CUMHURİYET DEVRİMLERİ'nin baş mimarı Atatürk'ümüzün NUTUK (SÖYLEV) ve YURTTAŞ İÇİN MEDENİ BİLGİLER yapıtlarını, yine O'nun önderliğine borçlu olduğumuz güzel Türkçemize kazandırıldıkları için ulusça okuyabilmenin mutluluğunu yaşayabiliyoruz.

Ancak Atatürk'ümüzün, her biri bir bilimsel inceleme değerinde 4 cilt tutan ve gerek Türk Kurtuluş Savaşı'nın, gerekse Cumhuriyet Devrimlerinin amaçlarıyla örgütleniş ve yürütülüş aşamalarını kendi kaleminden anlatan, ancak Osmanlıca dediğimiz pek büyük bölümüyle Arapça ve Farsça'dan alınan sözcük ve deyimlerden oluşan dille yazmış olduğu SÖYLEV VE DEMEÇLERİ, çok yazık ki bugüne değin Türkçeye kazandırılmamıştır ve ulusumuzun pek büyük çoğunluğunca okunamadan kalmış bulunmaktadır. Oysa 'SÖYLEV VE DEMEÇLER'in özellikle ilk dört cildi (yaklaşık 950 sayfa), Bağımsızlık Savaşımız ve Cumhuriyet Devrimlerimizin tarihine vazgeçilemez bilgilerin belgesel ışıklarını tutan değer ve önemdedir.

Bu belgelerin Cumhuriyetimizin 100. yılına değin tüm yurttaşlarımızın anlayarak okuyabilecekleri güzel Türkçemize kazandırılmamış olması gibi çok acı bir savsaklama, 100. yılımızda son bulmalı, ATATÜRK'ÜN SÖYLEV VE DEMEÇLERİ Türk yazı ve diline kazandırılmalıdır.