Sadık Söztutan

Türkiye

Sensiz yaşamaya alışmayacağım

Aşağıdaki satırlar, bir kadın gazeteciye ait... İki yıldır pek bir yerlere gitmez olduğum ve sürekli üzüntü duyduğum günlerdi. Yavrumun durumu iyice ağırlaşmıştı. Tam da o günlerde İzmir'de yapılacak çok cazip bir festival programı koydular önüme... Yavrumu uzun yıllardır tanıyan, seven, benim kadar iyi bakacağına inandığım en yakın dostlarımdan H

Maç değil, çılgınlık

Fenerbahçe taraftarının her maçta tribünleri doldurarak "onayladığı" coşkulu oyun, Crespo'nun uzaktan ve erken golüyle her şeyin yolunda gittiğini gösteriyordu. Ama öyle olmadı; taraftarlar Crespo'nun golü için kucaklaşmayı bitirip yerlerine otururken Borini dönerek müthiş vurdu. Taraftar oturmak yerine yığıldı adeta. Ligin diplerinde sürünen Kara

Dünya, iyi ile kötünün arasında bir yerde...

Fırıncı dostum Şevket, "tembellik günüm" dediği bir cumartesi öğleden sonra, büyük bir marketten alışveriş yapmış, kasa başında hesabının bitmesini bekliyordu. Sucuk, kaşar, et, kola, zeytin ne bulduysa poşetlere doldurmuş olduğu için hesabı uzun sürüyordu. Kasa görevlisinin okunmayan bazı barkod numaralarını eliyle yazmasından sıkılmış olarak sağa

Kime yazık oldu

On beş günlük hazırlık bitti ve büyük maç başladı. Jesus, belki de Weghorst'a ekstra tedbir için Serdar Aziz'i bu maçta lige başlatmıştı. İsmael ise performansı artık çekilmez hâle gelen Gedson Fernandes'i yanına oturtup, Josef - Salih - Dele Alli ile orta sahayı kurmuştu. Herkes Jesus'un üçlü savunmasına takılıyordu ama maç hiç de öyle riskli bi

Haydi binin arabaya Köln'ü gezelim

Çayınızı, kahvenizi aldıysanız, Orhan Bey'i birlikte dinleyelim: Lütfen: Düesseldorf'tan bir dost ziyaretinden dönüyorduk. Arabayı ben kullanıyordum. Tam Köln girişinde, yolun ilerisinde bir kaza olduğunu gördüm. Ne olmuş diye bakarken, birden dört yol ağzında olduğumuzu fark ettim. Işık kırmızıya dönmüştü ve ben geçmiştim. Yapacak bir şey yoktu,

"Adını mıh gibi aklımda tutuyorum"

1991 yılıydı. Hâlâ var mı bilmiyorum, o zamanlar istediğin saatte uyandırsınlar diye, gidemediğin düğüne telgraf götürsünler diye PTT'nin bir sesli mesaj servisi vardı. Ali İhsan, bir akşamüstü, yanında çalışan bir elemanının düğününe telgraf göndermek için sesli mesaj servisini aradı. Görevli hanım, Ali İhsan'ın telefon numarasını aldı ve birkaç d

Seni gönül sayfama yazdım

"Bir insana sevginizi hissettirecek yol her zaman vardır. Burada, sevdiğiniz insanın kalbini fethetmek için tamamı bedava tavsiyeleri bulacaksınız." - Sana bir mail gönderdim hayatım, hemen bakabilir misin - Tarım Bakanı geliyor, telaşlıyız. Bakarım sonra canım Mail'i gönderen adam, bir mermer fabrikasında üretim müdürü olarak çalışıyordu. Gönde

Kerem'in galasına hoş geldiniz

Arka arkaya İstanbul'a inen yıldız transferler, Okan Buruk'un sırtına çimento torbası olarak bindi. Hadi bu haftayı "henüz hazır değiller" diye geçti. Herkes hazır olunca en az dört dünya yıldızını yanında oturtacak. Tercih işi zor Seferovic, Gomis'in yorulduğu dakikaların sonrasında oyuna girebilir, Mata da Mertens'in Yerli kontenjana bakarsak, or

Kabul edersen sana bir hediye vereceğim

Adam, ara sıra yaptığı gibi o gün de öğle yemeği için ünlü hamburgerciye gitti. Garsonun siparişleriyle doldurduğu tepsiyi alıp bahçede boş masalardan birine oturdu. Yemeğini yerken ilgisini çeken şeye, sigara faslında daha dikkatli baktı. Karşı masada çekici bir hanım, hüzünlü bir şekilde sigara içiyordu. İlk bakışta uzun kahverengi saçları dikkat

Ankara havası

Maç öncesi elde kâğıt kalem, takım kadrolarının orasına burasına çeşitli işaretler koyuyoruz. Beşiktaş'ta kaleci sürprizi var mesela; Ersin yedek, Emre kalede Kulislerde Ersin'in mukavele imzalamaya yanaşmadığı iddiası var. Ghezzal hâlâ sakat. Ana o ne; Josef de Souza yedekten de olsa sahalara dönmüş! Ligin acemisi ve dibe çökmüş takımı Ankaragüc