Sadık Söztutan

Türkiye

Rüya gibi bir maç

Beşiktaş'ın eksikleri ve Şenol Güneş'in tercihleri sebebiyle Kalyon Stadı'na tuhaf bir kadro ile çıktı Beşiktaş...Her iki takım da gergin ve kötü niyetli olunca, hakemin ikide bir maçı kesen düdük sesi ile uyuklamaya başlamışım.Rüyamda Gaziantep'te bir maç izliyorum. Beşiktaş maça oyun kurucusuz çıkmış güya... Atiba ile Necip, siyah - beyaz ataklar

Aşk başkasına dönüşmektir

Diyarbakır'daki askerliğini kırk beş gün önce bitirmiş olan genç, yeni aldığı arabasıyla nişanlısını gezdirirken feci bir kaza yaptı.İstanbul'un Anadolu Yakası'ndaydılar; refüje çarpıp yolun dışına, bir restoranın önüne düşen otomobil sol yana, şoför tarafına yatmıştı. Apar topar yakınlardaki bir kalp hastanesinin acil servisine kaldırılan kazazed

Meryem meslek öğreniyor

Meral Hanım, pencereden arabasını gözlediği yayın müdürünü park ederken görünce apartmana girişini bekledi.Müdür dış kapıdan girip tam asansörün önüne gelince kapıyı açtı:- Afedersiniz Erol Bey.- Buyurun- Bir dakikanızı alacağım ama...- Lütfen.- Şey... Benim bir kızım var, buralarda görmüş olabilirsiniz. Meryem. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakül

Son tango Arjantin'in

Hissedebildiğim kadarıyla, Hollanda maçındaki çirkinlikler yüzünden Türk insanın kalbi Hırvatistan'a meyletmişti. Bunda tabii insanoğlunun sürprizi sevmesinin doğal sonucu da vardı.Maçtaki ilk şut 25. dakikada geldi. Hücumu hiç düşünmeyen ve kale önüne etten duvar ören Hırvatistan'ın çekilmez oyununun etkisi de vardı bunda şüphesiz.Yarım saat bitti

Gülümseyin, çekiyorum

1992 Mayıs ayının akşamıydı... Yaşı ilerlemiş olmasına rağmen amatör fotoğrafçılığa devam ediyordu; statlarda ve spor salonlarında çektiği fotoğrafları gazetelere ve sporculara satarak hayatını kazanıyordu. Hiç yanından ayırmadığı fotoğraf makinesiyle "büyük balığı" hiç tahmin etmediği bir ziyarette yakaladı.Eski bir Yeşilçam oyuncusu olan enişte

İngiltere - Fransa erken final

2022 Dünya Kupası paketlenip arşive kaldırıldığında, üzerine şu etiket yapıştırılacak: Sürprizler kupası. Yalan yok; 1966'nın şampiyonu İngiltere karşısında, bütün hücrelerimle Senegal'i tutuyordum. Kupaların en "sürprize açık takımı" onlardı sonuçta. İki taraftan da önemli iki yıldız eksikti; Sadio Mane ve Raheem Sterling. Senegal fizik güce daya

"Masum değiliz hiçbirimiz..."

Girmez olsaydı, İnternet'in hayatımıza girdiği doksan üçlü yıllarda, "chat" dedikleri sohbet odaları vardı.İşte öykümüzün "kahramanları" da o odalardan birinden çıktı. Bu tarz odalara girenin amacı büyük ölçüde belli olduğu için, "derdini" anlatıp "çıkma" teklif etmek de kolaydı.Yani bir kızın, kendisine teklif yapan bir delikanlıya: - Vay terbiyes

Uçağımıza hoş geldiniz

- Abi patron tamam dedi ama kadın kraldan çok kralcı çıktı. - O kim ya - Neslihan Çakır... Erdem Bebe'nin siyosu. Patrondan daha etkili ve yetkili... - Ona ne oluyor - Ne bileyim, "Bebek ürünlerimizin siparişine yetişemiyoruz. Reklama gerek yok" diyor. - Neyse, dönüşte konuşuruz. Başka fuarlar için bakarız. - Tamam Abi. Hayırlı yolculuklar. Rekl

Marşını satan maçını da satar

İngiltere ile İran seremoniye dizildiğinde hafızam gerilere gitti. 1998 Dünya Kupası'nda bir başka Anglosakson ekibi Amerika ile çıkılan seremonide, İranlı oyuncular millî marşlarını okurken boğazlarındaki damarlar şişiyordu. Mehdevikiya ve arkadaşları "Senin uğruna hayatlarımızın ne değeri var ki" sözlerini hançerelerini yırtarak haykırıyordu. Ve

Aşk insanı tedavi eder

Gülçin ile Faruk, Vakıf Gureba Hastanesi Onkoloji Servisinde tanışmıştı.Hani Sultan Abdülmecit'in annesi Bezmiâlem Valide Sultan'ın, gariplere hizmet vermesi için yaptırdığı Vatan Caddesi'ndeki 177 yıllık şifa merkezi...Gülçin göğüs, Faruk kolon kanseri için oradaydı.- Bugün başladım, demişti Gülçin hafif endişeli bir tebessümle.- Benim on birinci