Mikail Yaprak

Yeni Asya

Hep hatırda bu dört insan...

Hele bir de olsa Nisan!"Nasıl ki bir tane tohum toprak altına girip ölmesiyle bir sümbül hayatını netice verir; bir taneye bedel yüz tane vazife başına geçer. Öyle de, mevtim, hayatımdan fazla o hizmete vasıta olur ümidini besliyorum."1 İman ve Kur'ân dâvâsında mühim vazifeler üstlenen her bir sadık Nur Talebesi vazifeden terhis oldukları vakit Üst

Kurtuluşumuz

Türkiye hâla "kurulduğu biçimde" yönetilmek isteniyor.Kuruluşunda ise "devrimler" vardır. Kurtuluş Savaşı sonrası "kurtuluşumuz"; başa geçen kadrolarca, başka kurtuluşlara (!) ustaca alet edildi. Yavaş yavaş, kademe kademe, usul usul!.. Kurtuluş mirasına "kurtarıcı" kimliğiyle konanlar ve kondurulanlar, bu kartlarını devrimlerde de iyi kullandılar!

Her iktidarın "görünen köy"ü olmalıdır

Evet, "görünen köy kılavuz istemez" diye boşuna dememişler. Her iktidarın görünen köyü ise, "vakt-i merhun"u gelince "muhalefet" vazifesini de üstlenmek olmalıdır.Demokratik parlamenter sistemde hükümetler, aynı zamanda muhalefet görevine de namzet olduklarını unutmamalıdırlar. Bir hükümetin; milletçe uzun süre iktidarda tutulması, iyilikten ziyade

Ramazan'a Bediüzzaman'la başlamak

Ya da Ramazan'la beraber Bediüzzaman'ı yad etmek diyelim. Zaten her Ramazan'da çeşitli vesilelerle hem direkt hem de endirekt o büyük Üstad da yad edilir.Zira Bediüzzaman Said Nursî, Hicrî 25 Ramazan 1379'da Urfa'da vefat etmişti. Bu tarih, miladî 23 Mart 1960'a tekabül ediyor. Hicrî takvime göre her Ramazan'da, miladî takvime göre her Mart'ta o; y

Eğer bir iktidar...

Eğer bir iktidar, milleti kendisine "mahkûm" olarak görmeye başlamışsa...Eğer bir iktidar, kendisini "devlet" yerine ikâme etmişse... Eğer bir iktidar, kendi iktidarından başka bir iktidar alternatifinin millet içindeki mevcudiyetine inanamıyor ve kabullenemiyorsa... Eğer bir iktidar; demokratik seçim yoluyla kendi partisini defalarca iktidara geti

Bugünün yöneticilerine Yunus Emre'den mesajlar

Kendi yorumumuzu en sona bırakarak, sizleri, Yunus Emre'mizin ibretli ve uyarıcı şiiriyle baş başa bırakalım. Yedi yüz yıl öncesinden bugünleri gören bir kalp gözüne hayran kalalım, hayret edelim.(Şiiri günümüz Türkçesiyle yorumlayan, Mescid-i Nebevînin hattatlarından muhterem Ali Hüsrevoğlu) "İşidün hey ulular ahir zaman olısar, Sağ Müslüman seyre

"Zelzeleli Dünya"

Mektubat Risalesi'nin Birinci Mektubu'nda mümin ve Müslüman için ölümün hakikî mahiyeti ve rahmet ciheti izah edilirken, aslında dünyanın da nasıl bir yer olduğu gözler önüne seriliyor.Ölüm: "Dar, sıkıntılı, dağdağalı, 'zelzeleli' dünya zindanından çıkarıp, vüs'atli, sürurlu, ıztırapsız, bâki bir hayata mazhariyetle, Mahbûb-u Bâkînin daire-i rahmet

Var mı böyle bir gazete

54 yıldır, mesajları ve beyanları zamanla daha iyi anlaşılan; hep "yeni" kalan, eskimeyen ve daima gerçekleri yazdığı için başından duman eksilmeyen bir gazete!Çıktığından bu yana takip ettiği müsbet ve müstakim çizgiyi, iç ve dış baskılara rağmen sürdüren; vatan, millet ve din namına istikrarlı ve kararlı duruşundan taviz vermeyen bir gazete! Cumh

Harap halimizden harap eden depreme

Ah benim güzel yurdum; seni hep gezip durdum, sevip durdum. Otuz yıl yurtdışında hep seni özlüyordum, gözlüyordum.Ey Kahramanmaraş, Malatya, Adıyaman, Gaziantep, Kilis, Diyarbakır, Şanlıurfa, Hatay, Osmaniye, Adana! Bir deprem yediniz ensenizden, aniden! Ve harabeye mi döndünüz birden Ama neden Sorulmaz ki böyle bir sual. Soruyorsam, densizliğimden

"Neme lâzım" diyenler, bir de "nene lâzım" derlerse...

Evet, hemen başlıktan başlayalım.Ülkede ve dünyada, din-i mübinin ve tüm insanlığın aleyhine göz göre göre gelişen hadiseler ve "geliyorum" diye bar bar bağıran tehlikeler karşısında, "neme lâzım" havasında olanlar; ilgisiz ve kayıtsız kalamayanlara karşı da, "yahu senin nene, sizin nenize lazım" demeye başlamışlarsa, kıyamet için geri sayım başlam