Hafta içinde hapisteki iki çok değerli insanımıza yine uluslararası ödüller verildi. Bunların biri Ekrem İmamoğlu'na verilen "Özel Demokrasi Ödülü"; bir diğeri ise Osman Kavala'ya verilen "Goethe Madalyası"ydı. Her iki ödül kabul konuşması da hapishane koşullarında hazırlanmıştı. İkisi de eşleri Dilek İmamoğlu ve Ayşe Buğra Kavala tarafından okundu ve ikisi de muhteşemdi.
VİCDAN19 Mart'tan beri hapiste olan Ekrem İmamoğlu'nun konuşması medyamızda çok geniş yer buldu. Ödül gerekçelerinde "demokrasi", "özgürlük", "adalet" kavramları; "Yalnız değilsiniz", "Ruhlar hapsedilemez", "Cesaretinizle bize ilham veriyorsunuz" gibi düşünceler ifade edildi.
Ekrem başkan ödül kabul mesajında vicdan kavramının altını çiziyordu. "Bu ödül, Türkiye'de ve dünyanın dört bir yanında adalet ve özgürlük için direnen, otoriter baskılara boyun eğmeyen tüm yurttaşlara aittir. ocukların savaşlarda hayatını kaybettiği, masum sivillerin katliamlara kurban gittiği, basının susturulduğu, muhalif seslerin hedef alındığı, yargının bir silaha dönüştürüldüğü bir çağda yaşıyoruz. İşte biz, tüm bu tabloya karşı, demokrasinin sadece bir yönetim biçimi değil, insanlığın ortak vicdanı olduğunu hatırlatıyoruz."
Nitekim kararlılığının azalmadığını aksine, hapiste güçlendiğini anlatırken de bu gücü insanlığın ortak vicdanından aldığını ve ödülü "kadim ve dirençli İstanbul adına; daha iyi bir gelecek için mücadele eden tüm şehirlerin ve demokrat yurttaşların ortak iradesi adına" kabul ediyordu.
ANADOLU KÜLTÜR VE DEPOAlmanya'nın en önemli devlet nişanlarından Goethe Madalyası ise bu yıl, 8 yıldır hapisteki Osman Kavala'ya... inli dilbilimci Li Yuan'a, Belçikalı tarihçi yazar David Van Reybrouck'a verildi. Ödül gerekçesinde vurgulanan, dünyada baskı, şiddet ve sertliğin arttığı dönem ve ortamda kültürel anlayışa hizmet eden, fark yaratabilen, kültürel ilişkilerle yaratıcılığı yücelten cesur insanlardı.
Osman Kavala'nın konuşması ise kendi hapisteyken Anadolu Kültür ve Depo Kültür alanındaki çalışmaları sürdüren arkadaşlarına teşekkürle başlıyordu.
Anadolu Kültür 2002'de Osman Kavala'nın girişimiyle bir kültür kurumu olarak kuruldu. Kültür ve sanatın birleştirici ve dönüştürücü gücünü çoğalttı, yaygınlaştırdı. İstanbul'da "Depo"yu, hayata geçirdi. Türkiye'den ve dünyadan çeşitli kurumlarla çalışarak sayısız yayın yaptı; söyleşi, konser, film festivalleri, sergiler, eğitim atölyelerine imza attı. Bireyler ve toplumlar arasında kültür köprüleri kurulmasına öncülük etti.
Osman Kavala ödül konuşmasını büyük bir bölümünü Goethe'nin eserlerinden yola çıkarak "haysiyet" kavramı üzerinde kurmuştu. Keşke konuşmanın tümünü bulup okusanız. Son bölümü ise şöyleydi. Pazar okuması olarak paylaşıyorum:
HAYSİYET