Dünyada da ülkemizde de hayat zor! Şu son yıllarda en çok şiddeti gördük. Ayırımcılığı gördük. Baskıyı gördük. Yalanı, talanı gördük! Bize benzemeyenin, bizim gibi düşünmeyenin ötekileştirilmesini gördük. Eleştiriye tahammülsüzlüğü gördük. İhaneti gördük. Direnişi gördük!
Meclis'i, parlamentoyu yok sayan otoriter, totaliter rejimleri gördük. Adaleti ve vicdanı yok sayıp hak ve hukuku yerle bir etmeyi gördük. Ekonomik çöküşü, sınıfsal uçurumların büyüdüğünü gördük. Sansürü, yasaklamaları, zulmü gördük. En çok da şiddeti gördük. Ve karşıdevrimi gördük. Sivil darbeyi gördük.
Bu ortamda üç gün boyunca Kadıköy'de Tarih, Edebiyat ve Sanat Kütüphanesi'nde (TESAK) üç gün süren ve gazetem Cumhuriyet ile Kadıköy Belediyesi tarafından düzenlenen edebiyat buluşması adeta çölde bir vahaydı. Hele hele etkinliğin onur konuğu olarak seçilmiş olmak, Işık Kansu ve Kadıköy Kültür Müdürlüğü Sanat Yönetmeni Ömür Kurt'un elinden plaketimi almak benim için büyük bir onurdu. Tıka basa dolu salonda teşekkürlerimi sunarken konuşmalar boyunca gözyaşlarımı tutamadığım bile oldu!
EDEBİYAT NEYE YARARİki gündür bu etkinliğin ayrıntılarını gazetemizde okuyorsunuz. Ben konuşmamın gazeteye yansımayan bölümüne değinmek istiyorum.
Başta sıraladığım ve bugünlerde hepimizin acı çekerek tanıklık ettiğimiz korkunç gerçekler karşısında edebiyat ne yapabilir Bütün bu olumsuzluklara karşı çare olabilir mi Hayır elbet olamaz, zaten edebiyatın işi de bu değil. Ama edebiyat bunları fark edecek bunları yorumlayabilecek, çare bulabilecek insan yetiştirir. Edebiyat bunları durduracak, daha güzel, daha ahlaklı, daha vicdanlı, daha eşitlikçi bir dünya yaratmayı amaçlayan insanlar yaratmakta etkin olabilir. Çünkü edebiyat özgürlüktür. Çünkü edebiyat başkaldırıdır, direniştir. Çünkü edebiyat sığınaktır. Çünkü edebiyat aşktır!
Nereden biliyorum Kendimden. Kendi deneyimlerimden biliyorum:
Nâzım Hikmet'i, Enver Gökçe'yi, Ahmed Arif'i okumasaydım haksızlığa bunca karşı çıkmazdım. Ceyhun Atuf Kansu'yu okumasaydım yurdumu, Mustafa Kemal'in diktiği, yeşerttiği, var etttiği, "yurdum" dediğim bu güzelim bahçede Yediveren Bağımsızlık Gülü'ne bunca bağlanamazdım!
Aziz Nesin'i okumasaydım gözlemciliğim bunca bilenmezdi. Gülten Akın'ın şiirini bilmeseydim belki benim de "Durup ince şeyleri anlamaya" vaktim olmayacaktı. Adalet Ağaoğlu'nu, Füruzan'ı, Leyla Erbil'i okumasaydım ülkem insanını bunca yakından tanıyamazdım.