Genco'ya mektup

Anladınız elbet, mektup canım arkadaşım eşsiz tiyatrocu Genco Erkal'a. Sadece ilk adıyla anılan kaç sanatçımız var ki

Sevgili Genco yarın 6 Şubat, büyük Maraş depreminin yıldönümü. Çevre ve şehircilik bakanı tehlike var, tehlike var, diye anımsadı depremi ama tıpkı Hatay depremi, Bolu yangını ve daha nice insan kaynaklı afet konusunda olduğu gibi bir öneri ya da çözüm sunmadı. Çünkü mesele başka. Baştan başlıyorum mektuba:

Sevgili Genco,

Sen gideli, iktidar kültür alanındaki zayıflığını örtbas etmek için, daha doğrusu cumhurbaşkanının deyişiyle "kültürel alandaki sıkıntılarını" ortadan kaldırmak için; kültürel hegemonyalarını ilan etmek için var gücüyle seferberlik başlattı. Para pul, "İtibardan tasarruf olmaz", saraylar ihaleler ormanlar kıyılar yetmedi, kurdukları vakıflar, uyguladıkları şiddet az geldi, illaki de kültürel egemenlik isteniyor!

(Hatırlasana, 12 Eylül sonrasında da Evren ressamlığa soyunmuş, sermaye sahipleri akın akın resimlerini satın almaya koşmuştu. Onun "sanat sevdası" bunlarınkinin yanında çok masum kaldı. Bunlar daha örgütlü: Biat etmeyen sanatçıları, yöneticileri, menajerleri, sokaktaki insanı doğru yargı kıskacına yolluyorlar.)

Gelelim şimdi niye sanat seslendiğime. Durup dururken değil. Son günlerde sadece ben değil, çok insan seni anıyor. Neden mi Bertolt Brecht yüzünden. (Ah Brecht sen nelere kadirsin!)

'HALKIN EKMEĞİ'

Hani Ekrem başkan ve Mansur başkan Çağlayan Adliyesi önünde el ele, orada destek için toplanan on binlerin önünde birlik ve dayanışma fotoğrafı verdi ya... O gün bugün "Kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber ya hiçbirimiz" paylaşımı bol bol yayıldı ya... İşte iktidarın başı buna çok öfkeledi. 70'lerin terörist solcu sloganı gibi sandı. İmamoğlu bu sözün Bertolt Brecht'in "Ya Hep Beraber Ya Da Hiçbirimiz" başlıklı şiirinden alıntı olduğunu açıkladı ve gülümseyerek şu muhteşem yorumu yaptı: "Bu, kitap okumak ya da okumamak arasındaki bir kavramla ilişkilidir." (Bu da beni hooop Turgut Özal'a ne okuduğu sorulduğunda "Ben sadece Tom Miks okurum" deyişine götürdü. Sonradan pişman oldu herhalde ki "Şaka yaptım" diyecekti. Oysa çok ciddiydi.)

Bize Bertolt Brecht'i sen sevdirdin! Hem oyunlarını hem şiirlerini. En çok senin ve Yılmaz Onay'ın, A. Kadir'in ve Asım Bezirci'nin çevirileriyle okuduk ve dinledik onları. 9 ciltlik "Halkın Ekmeği"nde geçer o şiir: Spartaküsten günümüze süregelen bir durumu açıklar. "Kim mi kurtaracak seni, köle" diye başlar; her bölüm sonunda tekrarlanan dörtlük şöyledir. (Elbet günümüz de gladyatör savaşlarının yerini ekonomik savaşlar aldı; "yumruk" her tür şiddetin, "zincir" ise adaletsizliğin simgesi oldu.)