'Deniz olduk astınız, şimdi okyanus olduk geliyoruz!'

Günlerdir hepiniz gibi benim de aklım, ruhum, yüreğim okyanus olup taşan milyonlarca genç insana takılı kaldı. Artık onlarla gülüyorum, onlarla ağlıyorum, en çok onlarla konuşuyorum, onlarla düşünüyorum. Onları korumaya çalışıyorum. Koruyamadıklarım için kahrolup öfkeleniyorum. Değil mi ki şu son günlerde vatanım adına, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği adına bana bu umudu verdiler, umudu yeniden yeşerttiler, onlara teşekkürüm sonsuz.

Bu teşekkürü iki gün önce yaptığımız basın toplantısında da dile getirdim.

Beş basın, yayın ve yazar kuruluşu -Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Yayıncılar Birliği, Türkiye Yazarlar Sendikası ve PEN Yazarlar Derneği- bir araya geldik. Her kuruluş tek tek kendi açıklamalarını sundu ve ortak taleplerimizle hukuksuz gözaltılara, tutuklamalara, güvenlik güçlerinin şiddetine, internete erişim hakkının engellenmesine karşı çıkıp hukukun uygulanması için iktidara çağrıda bulunduk. (Ayrıntıları yukarıdaki kuruluşların sitelerinde okuyabilirsiniz. https: www.pen.org.tr)

GENÇLERE TEŞEKKÜRLER

Gençlere teşekkürüme gelince... Hani gençlerin apolitik, ana kuzusu, tek dertlerinin tüketim ve kapağı dış ülkelere atmak olduğunu falan sananlar vardı ya... Bunun böyle olmadığını kanıtladıkları için teşekkür ettim.

Onların meselesi seçimle başa gelip seçimle gitmek istemeyenlere bir ders vermekti. Halkın iradesine saygı gösterin adalet hepimize lazım demekti. Haksız yere hapiste bir tek insan varsa hiçbirimiz özgür değiliz demekti.

Gençler, "Biz geleceğimiz için buradayız. Bu memleket bizim" diye haykırıyordu. Omuzlarında Atatürklü bayrakları, memleket sorunlarına, demokrasiye, geleceğe sahip çıkıyorlardı. Düşüncemizi açıklamak, sözümüzü söylemek, eleştirmek, barışçı yollarla protesto etmek anayasal hakkımızdır diyordu. Ve korkmuyorlardı. Coplara, biber gazına, tazyikli sulara karşın polis barikatlarının önünde zeybek, erik dalı oynamaları, dans etmeleri, şiir okumaları, şarkı söylemeleri mizaha sarılmaları bundandı.

İktidar amma korkmuş! Düşünün "Her şey çok güzel olacak" inancımızı söze döken 22 yaşındaki Berkay Gezgin'i bile tutukladıklarına göre, gerisini siz söyleyin.

DİRENMEK

PEN Yazarlar Derneği bir edebiyat kuruluşu, edebiyata yer vererek açıklamamı bitirdim: Ahmed Arif "Anadolu" adlı şiirinin bir yerinde şöyle der:

"Öyle yıkma kendini, Öyle mahzun, öyle garip...Nerede olursan ol, İçerde, dışarda, derste, sırada, Yürü üstüne üstüne, Tükür yüzüne celladın, Fırsatçının, fesatçının, hayının...