Yıldız sporcuların güç dengesi

Ülkece sporda yaşadığımız başarılarla göğsümüz kabarıyor. Ancak bu buzdağının görünen yüzü. Altında ise yıllar süren bir adanmışlık, çaba, disiplin, emek, özveri, sabır ve dayanıklılık var. Çünkü başarılı bir sporcu için, başta aile desteği olmak üzere bir ekip çalışması gerekiyor. Nasıl başarılı ve iyi bir sporcu olunur uzmanlara sorduk.


"Bir çocuk büyütmek için bir köy gerekir" sözü bir sporcu yetiştirmek için de geçerli. Bir tarafta Voleybol Milli Takım'ımızın dünya ikinciliği, bir tarafta Basketbol Milli Takım'ımızın Avrupa ikinciliği ile göğsümüz kabarırken, bokstan yüzmeye, satrançtan güreşe ve atletizme kadar pek çok bireysel spor dalında da genç sporcularımızın madalyalarıyla gururlanıyoruz. Tabii hikâyenin parıltılı kısmının ardında çok büyük bir adanmışlık ve ekip çalışması var. Başta aile olmak üzere, büyük bir ekibin desteği, iş birliği ve istikrarlı çalışmasıyla geliyor başarılar. Ülkenin dört bir yanında profesyonel sporcu olmak için hayaller kuran gençler ve ailelerine rehber olacak adımları uzmanlarla konuştuk.

Berceste Şeber (Klinik Spor Psikoloğu): Mental dayanıklılık olmazsa olmaz

Genç sporcularda geliştirmeye çalıştığımız en önemli kavram mental dayanıklılık. Nasıl ki kol, bacak gibi kaslarını geliştirmek için antrenman yapıyorlarsa aynı şekilde gözle görünmeyen ama çok önemli olan mental dayanıklılık kasını da geliştirmeliler. Yüksek konsantrasyon becerisi, sağlam benlik yapısı, stresle etkili bir şekilde baş edebilme gibi pek çok kavramı içinde barındırıyor. Bunun için nefes egzersizleri, zihinde canlandırmalar, doğru hedef belirlemeler gibi çalışmalar uyguluyoruz. Dünyadaki pek çok yıldız sporcunun mental dayanıklılığın sporda ne kadar önemli olduğunu kendi hikâyeleri ile birlikte tarif etmeleriyle önemi anlaşılmaya başlandı. Pek çok araştırma, birbirine yakın performansta iki sporcuyu ayıran en önemli göstergenin mental dayanıklılık olduğunu söylüyor. Çünkü vücut belli bir yere kadar hazırlanıyor ama stres faktörü devreye girdiğinde kritik olan sporcunun o durumu nasıl yönettiği. Performansın hem antrenmanda hem yarışta birbirine yakın olması bizim en büyük hedeflerimizden.

Aile antrenör olmamalı

Aileler genelde çocukları için destek istiyor ama sadece sporcuyla değil aileyle de çalışmak gerekiyor. Sporcu ailesi olmak bambaşka bir şey ve bunu öğrenmeye ihtiyaç var. Günümüzde spor sektörünün çok büyümesi, ülkede büyük başarılar elde edilmesiyle aileler çocuklarını sporcu yapabilmek için çok daha fazla hırslanmaya başladılar. Bunu yaparken bazen bilinçsiz olunabiliyor. Aileler arasında da rekabet olunca altyapıdaki çocukları çok etkiliyor. Her çocuğun biricik olduğunu unutmayıp çocuğun ihtiyaçları, yeteneği ve kişisel özelliklerine göre, başkalarıyla karşılaştırma yerine çocuğu kendi içinde karşılaştırmak gerekli.

Aile, sporcu, antrenör ve sağlık ekibi ortak dil oluşturmalı. Yoksa çocukta kaygıya sebep olabiliyor. Çelişkili mesajlar negatif etki eder. Zaman zaman aileler ve antrenörlerin rolleri çakışıyor. Aileler kendilerini antrenör gibi görüyor bir noktadan sonra. Ailenin tek rolü destekleyen, her koşulda seven ve ihtiyacını soran olmalı. Burada sınırı korumalıyız. Kendilerini gerçekleştirmek için çocuğun sporunu araç olarak kullanmamalılar.

Rutinler önemli

Profesyonel sporcu olmak demek hep bir sorunla karşılaşmak ve her daim bir rutin içinde olmak demek. Devamlı fedakârlık, özel günlerin kaçırıldığı, hayatının merkezine sporu koyup, çevresini minik minik doldurabildiği bir şey. Bir çocuk sporu seçtiğinde belki sadece bir gün dinlenerek, yazın arkadaşlarıyla tatil yapamadan hayatını sürdürüyor. Rutinin olmadığı yerde gelişim de olmuyor. Çok büyük bir disiplin ve çaba gereken bir süreç. Ama ara vermek, boş bir gün geçirmek uzun vadede yatırımdır. Sadece yaptığı sporla ve telefonuyla ilgilenen, başka bir şey merak etmeyen çocuklar istemeyiz. O yüzden dengeyi kurmalıyız.

Olabildiğince iletişim becerilerini geliştirmeliler. Duygularını fark edip dışarıya akıtabilmeliler. Zihin ve beden çok yoruluyor ve sporcular çok konuşmuyor ama uzun vadede duyguları akıtmamak zarar veriyor. Keyif almayı unutmamalılar. Başarı tabii ki değerli ama keyif almadan olmaz. Merak duygularına sahip çıkmalılar. Bir gün sporu bıraktıklarında varoluşsal krizlere girmemek için sadece sporcu gibi yaşamamalı ve farklı meraklar edinmeliler.

Aslı Aksel (Milli Takımlar Fizyoterapist ve Diyetisyeni): Sporcunun 'yakıtı' doğru beslenme

Başarı, sadece yetenek ya da antrenmanla değil, bütüncül bir yaklaşımla gelir. Özellikle büyüme çağındaki genç sporcular için beslenme, sadece enerji kaynağı değil, aynı zamanda gelişimin temelidir. Kas yapısı, bağışıklık sistemi, sakatlık riski ve zihinsel performans doğrudan beslenmeyle ilişkilidir. Genç bir sporcunun vücudu, bir yandan büyümeye çalışırken bir yandan da antrenmanlarda yoğun fiziksel efor harcar; bu yüzden hem gelişim sürecine hem de antrenmanlara aynı anda "yakıt" sağlamak zorundadır. İlk dikkat edilmesi gereken şey yeterli enerji alımıdır. Eğer yeterince enerji alınmazsa vücut büyümeyi durdurur ve enerjiyi yalnızca yaşamsal faaliyetlere ayırır. Bu da hem büyüme ve gelişim geriliğine hem de sportif performans düşüklüğüne yol açabilir. Genç bir sporcu sadece antrenmanla değil; ne yediği, ne zaman yediği ve nasıl yediğiyle gelişir. Doğru beslenme; dayanıklılık, güç, dikkat, konsantrasyon, sakatlıklardan korunma ve hızlı toparlanma gibi performansın tüm unsurlarını etkiler. Yetersiz ya da dengesiz beslenme; çabuk yorulma, dikkat dağınıklığı, kas onarımında gecikme ve sakatlık riskinde artış gibi sonuçlara yol açabilir.