İçinden hangi modelinin çıkacağını bilmediğimiz, kapalı kutudaki oyuncakları açma bağımlılığı tüm dünyada çığ gibi büyüyor. Son olarak Labubu için aylar önceden internet başında nöbet tutuluyor. Sadece çocuklar değil, yetişkinler de... Peki, ne olduğunu bilmediğin bir paketi açmak neden bu kadar bağımlılık yapar
Geçen hafta kızımla tatildeyken, yan masadan heyecanlı çığlıklar yükseldi. Bir grup kız çocuğu, labubu paketi açan arkadaşlarını hayranlıkla ve merakla izliyordu. Kızıma bunun ne olduğunu sorduğumda "Çirkin bir oyuncak ama çok popüler," dedi. Tüylü, canavara benzeyen labubu bebekleri çılgınlığı, Amerika başta olmak üzere tüm dünyada çığ gibi büyüyor. Kapalı paketlerde satılan bebekler, hangi karakterini aldığınızı açana kadar bilemediğiniz için her seferinde sürpriz yaşatıyor. Bu trend ilk de değil. Lol sürpriz bebekleri, Squishmallows oyuncakları, Crybaby gibi sayısız Disney ya da anime karakterlerin olduğu kutu açma modası yıllardır tüketim çılgınlığını körüklüyor. Üstelik yetişkinler de paket açma ve seriyi tamamlama bağımlılığına kapılmış durumda. Labubu, artık yalnızca bir koleksiyon ürünü değil; milyar dolarlık bir işin merkezinde. Yılın ilk altı ayında yaklaşık 670 milyon dolar gelir elde etti. Yıl sonunda 1 milyar dolarlık gelir beklentisiartıyor. Sürpriz oyuncak çılgınlığını uzmanlarla konuştuk.
Bir kutu daha açmak
Çocuklar ve yetişkinler arasında son yıllarda giderek artan oyuncak açma bağımlılığının temelinde ne yatıyor
Oyun terapisti Ayben Ertem: Çocuklar için akran onayı en güçlü motivasyonlardan biridir. Arkadaşında labubu olan ama kendisinde olmayan çocuk, "ben eksiğim" hissine kapılabilir. Bu da satın alma isteğini artırır. Yetişkin boyutunda ise, "Ben kumar oynamam, bağımlı değilim, neden bu oyuncağa bu kadar sardım" diye başlayan cümleler duyarız. Bu sistem, herhangi bir geçmiş bağımlılığı olmayan kişide de dopamin salgısını tetikler. Araştırmalar, sürpriz ögelerle karşılaşıldığında dopamin devrelerinin herkeste aktive olduğunu gösteriyor. İlk başta "meraktan bir tane alayım" ile başlar. Özellikle koleksiyonu tamamlama dürtüsü, sosyal medyada paylaşılan içerikler derken, kişi tekrarlayıcı davranış döngüsüne girer. Bu, davranışsal bağımlılıkların tipik seyridir. Başlangıçta keyif, sonra tekrar tekrar isteme, en sonunda kontrol kaybı… Sosyal medyada koleksiyon gösterimleri, "arkadaşımda var bende yok" duygusu, yetişkinleri bile içine çekiyor. Normalde bağımlılık eğilimi olmayan biri, FOMO (kaçırma korkusu) nedeniyle kendini sürekli yeni kutu alırken bulur. Yetişkinlerin bu oyuncağa yönelmesinin bir başka boyutu da kidult kavramıyla ilişkilendirilebilir. Postmodern zamanın yetişkinlik kriterlerinin erozyona uğraması ve yetişkinin çocuklaşması. Ayrıca stres ve kaygıdan kaçış, duygusal regülasyon nesnesi olarak da ifade ediliyor.
"Sağlıklı ödül sistemleri yaratın"
Tüketim çılgınlığından korunmak, psikolojimizi de korumak adına neler yapmalı
Oyun terapisti Ayben Ertem, yetişkinler için koruyucu yolları şöyle açıklıyor:
Dürtü farkındalığı geliştirin: "Gerçekten istediğim şey oyuncak mı yoksa kutuyu açmanın heyecanı mı" sorusunu kendinize sorun. Beyinde dopamin artışı "istiyorum" duygusunu şiddetlendirir, ama bu her zaman gerçek ihtiyaç değildir. Bunu kendinize fark ettirin.
Kendinize sınır koyun: Sosyal medya içeriklerini sınırlayın, özellikle kutu açma videoları dopamin sistemini tetikleyen en büyük faktör. Sınır koymak, beynin özdenetim mekanizmasını (prefrontal korteksi) güçlendirir.
FOMO'yu fark edin: "Herkeste var bende yok" duygusunun pazarlamanın en güçlü tuzağı olduğunu kabul edin. Bir şey kaçırmıyorsunuz.
Alternatif dopamin kaynakları: Spor, sanat, doğa, sosyal buluşmalar gibi sağlıklı ödül sistemleri yaratın.
Ebeveynler sınır koymayı bilmiyor
Sürpriz kutu oyuncaklarının bu kadar ilgi görmesini neye bağlıyorsunuz