Ne yapsanız beğenmiyor, konuşmak ve odasından çıkmak istemiyor. Tanıdık geldi mi 13 yaş bir devrin kapanıp başka bir devrin başladığının habercisiymiş.
Benim tatlı, cana yakın kızım yakında 13 yaşını dolduracak. Her çocuk farklıdır; her çocuğun büyüme evreleri, başlangıçlar, bitişler ve bunlara verdikleri tepkiler değişir. Ancak bu 13 yaş alenen, bir devrin kapanıp, başka bir devrin başladığının habercisi imiş. Sanki benim çocuğumu aldılar, hiç tanımadığım, ne yapsam beğenmeyen, konuşmak ve odasından çıkmak istemeyen, benim yerime arkadaşlarını tercih eden bir çocuk bıraktılar eve. Tanıdık geldi mi Geçtiğimiz günlerde kızımın arkadaşları ve anneleriyle bir akşam yemeğine gittik. Restoranda bir karaoke odası olduğunu gördük ve kızlar yemeklerini yedikten sonra karaoke kısmına geçtiler. Bir süre sonra biz de yanlarına katıldık. Beraber yapmak istedik ama teklifimiz reddedilince biz anneler yapmaya karar verdik. '90'lardan bir şarkı seçip sahneye çıktık ve eğlenerek, şarkıyı söylemeye başladık. O sırada kızlarımızın bize bakışları görülmeye değerdi. Dönüş yolunda neden birlikte yapmadığımızı sorduğumda, kızım gayet soğuk bir tavırla "Hiç komik değilsin anne," dedi. Bu olaydan birkaç gün sonra psikolog ve yazar Lisa Damour'un yer aldığı bir podcast imdadıma yetişti: "Çocuklarınız 13 yaşındayken yaptığınız her şey onlara batar," diyordu Lisa Damour.
Zorlayıcı bir dönem
Damour, "13 yaş zorlu bir dönemdir. Çocuklarımız bu dönem tamamen dengesizler ve bizim yaptığımız hiçbir şeye tahammül edemiyorlar. 13 yaşında çocuklar aniden kendi kimlikleri hakkında düşünmeye başlıyorlar. Ortaya koymaya çalıştıkları kendi tarzlarıyla uyuşmayan her şey onlara rahatsızlık verir. Siz eğer bunun üzerine basarsanız bu da krize neden olur," diyordu. Gerçekten de öyle. Bu zamana kadar inşa ettiğimiz kuvvetli ilişki, hâlen oralarda bir yerde ama bir taraftan da beni sıklıkla eleştirdiği ve benden uzaklaşmaya çabaladığı bir döneme girdi. Bu da çok normal! Sadece bu dönemi ebeveynler olarak bilinçli geçirmek çok önemli. Bu zorlayıcı süreci ne kadar hassasiyetle ele alırsak o kadar sağlıklı yetişkinler olurlar.
Ergenlik hem çok potansiyelli hem de zorlayıcı bir dönem. Çocukların beyinlerinin âdeta bir inşaat alanı gibi tozun dumana katıldığı bir hâlde olduğu bir dönem. Beyinde dopamin seviyesi artıyor. Bu da dürtüselliğe sebep olup riskli ya da saçma olarak düşündüğümüz davranışlara da açık hâle getiriyor. O nedenle her zaman mantıklı davranışlar beklemek yanlış. Mantık, muhakeme, karar verme gibi yetkinliklerin olduğu beynimizin ön lobu hâlen gelişme aşamasında. 20'li yaşların başlarına kadar da devam ediyor. Çocuklarımızla nasıl ilişki kurduğumuz onların beyin gelişimini etkiliyor. Ergen çocuklarımızın bağımsızlık istediği kadar, bağlantı kurmayı istediklerini de unutmayalım! "Beni bırak" ya da "Git" diyebilirler. Onlara saygı duyup alan tanırken,"Sen ne yaşarsan yaşa, ihtiyaç duyduğun her an bana gelebilirsin" hissi, güvenli bir yuva olmak, bir ergenin atacağı tüm adımlarda ve alacağı tüm risklerde onu koruyacaktır.

6