Yine tesettür rahatsızlığı

Geçtiğimiz günlerde magazin dünyasına tesettürlü bir anne damga vurdu. Oyuncu Feyyaz Şerifoğlu'nun annesi düğünden daha çok yorum aldı.

Benim de bu düğünden ve anne üzerinden dikkatimi çeken ve yorumlamak istediğim bazı noktalar oldu.

Anne Rize ayelili ve mazbut bir hayat sürdüğü belli bir hanım. Kaldı ki oğlu da anne babasını bu düğün öncesinde magazinden hep uzak tutmuş.

Fakat düğünde gelinden çok konuşulan da anne oldu.

Dedikodu kazanı kaynar malum böyle durumlarda. Kimi mutluluk gözyaşı yazdı, kimi oğluna kıyamadı dedi, ama çoğunluk hanımın zerafetini, sadeliğini, asaletini konuştu. Kimi buna da kulp taktı. "Dümdüz Karadeniz kadını işte ne asaleti" dedi ki, bence tesettürüne gıcık kapanların müzmin karın ağrısının dışa vurumuydu bu yorum.

Halbuki hanımın kıyafeti ve duruşu benden tam not aldı. Kıyafeti oldukça sade ve çok şık başörtüsü ise öyle kalıp topuz uzaylı zorlamalarına girmeden gayet tamamlayıcı ve yakışan bir tarzdı.

Bu vesile ile bir kez daha söylemek isterim ki: Muhafazakâr düğünlerin o pullu payetli ağır gece elbiseleri kafada piramit gibi yükselip boğazı sıkan acube başörtüsü modelleri hiç bir zaman bana şık gelmediği gibi, eski İstanbul madamlarını çağrıştırdığı ya da İngiliz ortaçağ kıyafetlerinin zavallı bir izdüşümü gibi geldiği için şıklık içinde bir pespayelik bir yapaylık olarak kodluyorum ne yazık ki. Dekolte olanları da hakeza.