Piyasanın savaş duyarlılığı azalıyor
Piyasalar savaş fiyatlamasını altın ve petrol fiyatları üzerinden okumaya devam ediyor. Trump'ın, ABD'nin savaşa dahil olma kararını iki hafta içinde vereceğini açıklaması kimilerine göre diplomasiye şans vermek kimilerine göre de silah yığma hedefiyle zaman kazanmak anlamına geliyor. Dünya petrolünün 15'nin geçtiği Hürmüz Boğazı'nın kapatılması senaryosu bütün enflasyonla savaş hikâyelerini olumsuz etkileyeceği için kritik. Türkiye bölgeye yakın olduğundan borsası dışarıya göre daha olumsuz etkilenen ülke olarak dikkat çekiyor.
PİYASALARIN öncelikli gündemi İran-İsrail arasındaki savaş. Ancak son günlerde savaşa ilişkin duyarlılık azalmaya başladı. İki ülke arasında kara sınırı olmaması ve savaşın hava saldırısı şeklinde cereyan etmesi bu açıdan önemli. Piyasalar savaş fiyatlamasını altın ve petrol fiyatları üzerinden okumaya devam ediyor. Son günlerde altın fiyatlarındaki gerileme, petrol fiyatlarındaki yükseliş denemelerinin zayıf kalması referans olarak görülüyor. Bununla birlikte; ABD'nin savaşa dahil olup olmayacağı, ABD dahil olursa Rusya ve Çin'in nasıl bir tavır takınacağı, savaşın ne kadar süreceği, dini lider Hamaney'e yönelik ABD ve İsrail tehditleri, Hürmüz Boğazı'nın kapanıp kapanmayacağı konusundaki belirsizlikler korunuyor.
TRUMP'IN 'İKİ HAFTA'SI NEyi İFADE EDİYOR
Haberin DevamıABD Başkanı Trump, ABD'nin savaşa dahil olup olmayacağı kararını vermek için iki hafta bekleyeceğini açıkladı. Bunu 'diplomasiye şans vermek için yaptı' diye yorumlayan çevreler var. Aksine hazırlık yapmak ve bölgeye silah yığmak için zaman kazanmak olarak değerlendiren görüşler de mevcut. Henüz sonuç vermese de diplomasinin devreye girmeye başlaması önemli ve olumlu. Dünya petrolünün 15'nin geçtiği Hürmüz Boğazı, İran tarafından kapatılırsa petrolün varilinin 120-130 dolara çıkabileceği tahminleri yapılmaya başlandı. Bu durumda gerilemeye devam eden küresel enflasyon ve merkez bankaları faiz indirim sürecinin olumsuz etkilenebileceği konusunda öngörüler var. Türkiye coğrafi olarak bölgeye yakın olması nedeniyle borsası dışarıya göre savaştan daha fazla etkilenmiş durumda.
PARA PİYASALARI SAKİN
Savaşı daha yakından hisseden iç piyasalar ve özellikle Borsa İstanbul'da baskı sürüyor. Sermaye piyasaları (hisse senetleri) riskli varlık içerdiğinden para piyasalarına (faiz, döviz) göre daha dalgalı bir seyir izliyor. Döviz kurları sakin seyrini koruyor. Yüksek faiz ve rezervlerdeki toparlanmanın bu görünümde etkili olduğu anlaşılıyor. Son aylardaki gelişmelere bakıldığında Borsa İstanbul ne zaman kendine gelecek gibi olsa bir sürprizle karşılaştı. Enflasyon düşüşüne bağlı olarak TCMB faiz indirimlerine başlamıştı ki 19 Mart'taki siyasi gelişmeler ile sarsıldı. Bunun yaraları sarılırken 2 Nisan'da ABD Başkanı Trump'tan gümrük tarifeleri şoku geldi. Bunun tahribatının telafi edilme aşamasında iken bu defa İran-İsrail savaşı başladı. BIST100 Endeksi ne zaman soluklanacak ve iyimser bakacak olsa bir darbe yedi. Umarız bu son olur. Bunca şeye rağmen BIST100 Endeksi'nin 9.000 seviyesinin üzerinde tutunması dip oluşumu için önemli. Ancak belirsizlikler nedeniyle dip oluştu demek için yine de erken.
Haberin DevamıPPK'NIN HAZİRAN METNİ 'GÜVERCİN' BULUNDU
Geçen hafta iç piyasalar TCMB faiz kararına odaklandı. TCMB tüm faiz oranlarını sabit bıraktı. Buna başta banka hisseleri olmak üzere borsa olumsuz tepki verdi. Ancak satışlar derinlik kazanmadı, cuma günü toparlanma çabaları görüldü. Faize en duyarlı sektör bankacılık olduğu için ilk ve daha derin tepkinin banka hisselerinden gelmesi olağan bir durum. Toplantı metni öncekine göre bir parça daha "güvercin" bulundu ve temmuz ayı için faiz indirim beklentileri güç kazandı. Önceki toplantı metnindeki "parasal sıkılaşma sürecektir" ifadesi çıkarıldı, yerine "enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir" ifadesi konuldu. Ayrıca son metinde; Haziran ayında enflasyon eğilimindeki düşüşe, jeopolitik gelişmelere ve gümrük tarifelerine vurgu var. Bundan faizin sabit bırakılmasında bu gelişmelerin de payının olduğu izlenimi çıkıyor.
Haberin DevamıTCMB'nin faizi sabit bırakmasının altında yatan diğer nedenler irdelenecek olunursa; 19 Mart ile kaybedilen TCMB rezervlerinin henüz yerine konulamaması, erken faiz indirimiyle kur ve talepteki canlanmanın enflasyon düşüş sürecini olumsuz etkileyebileceği gibi gerekçeleri saymak mümkün. Bununla birlikte yüksek faizin reel ekonomiyi yavaşlatıcı etkisi ve kurların baskılanmasıyla ihracatçıların durumu, artan finansman giderleri ve şirketlerin zayıflayan borç ödeme kapasiteleri gibi konu başlıklarında biraz daha sabır gerekiyor.
JP Morgan, Deutsche Bank ve Citi gibi yabancı bankalar son TCMB metnini "Temmuzda faiz indirimi göründü" şeklinde değerlendirdiler. Diğer yandan yüksek faiz, borsanın en önemli alternatifleri arasında bulunuyor. Bu nedenle BIST100 Endeksi'nde devam eden düşüş eğiliminin başlıca sebepleri arasında faiz önemli bir yer tutuyor. Mevduat faizini enflasyon ile karşılaştırdığımızda reel bir getiri sunuyor. Yıl sonu tahmini olan yüzde 25 enflasyon hedefi yakalandığı taktirde kazanç daha da artabilir. Önümüzdeki aylarda faiz düşüşü olursa buna en ciddi tepki borsadan gelebilir. Bu durum aynı zamanda reel ekonomide bir rahatlamaya neden olacaktır.