Geçen hafta piyasalarda ABD enflasyonu ile Japonya, Avrupa ve İngiltere merkez bankalarının faiz kararları yakından takip edildi, sürpriz de olmadı. Bu da piyasalardaki iyimserliğin devamını sağladı. Bu iyimserlik ile borsalar, altın ve gümüşteki yükselişe dair olumlu beklentiler korunuyor.
İYİMSERLİĞİN korunduğu dış piyasalar yoğun gündemli bir haftayı geride bıraktı. ABD enflasyonu ve Japonya, Avrupa ve İngiltere merkez bankalarının faiz kararları yakından takip edildi. ABD'de enflasyon (TÜFE) verisi kasım ayında beklentilerin altında geldi. Merkez bankaları kararlarında ise sürpriz yoktu. Beklendiği üzere Avrupa faizi sabit bırakırken İngiltere'de 25 baz puanlık indirim, Japonya'da 25 baz puanlık artırım gerçekleşti. Japonya Merkez Bankası (BOJ), cuma günü kısa vadeli faiz oranını oybirliğiyle yüzde 0.50'den yüzde 0.75'e yükseltirken; Avrupa Merkez Bankası politika faizini yüzde 2.15'de sabit tuttu. İngiltere Merkez Bankası faizi yüzde 3.75'e düşürdü.
JAPONYA'DA FAİZ 30 YILIN ZİRVESİNDE
Faiz kararları içinde özellikle küresel ölçekteki "carry trade" işlemleri açısından en çok merak edileni Japonya idi. Daha yüksek bir oran çıksaydı "carry trade" uygulamaları zarar görmekle birlikte piyasalar üzerindeki tahribatı ağır olabilirdi. 5 Ağustos 2024 tarihindeki beklenmedik faiz artırımı piyasaları oldukça sarsmıştı. Bu defa alınan karar beklentiler dahilinde olduğundan öyle olmadı. Başkan Kazuo Ueda, bir süredir sözlü yönlendirme ile faiz artırım beklentisini dillendiriyordu. Bu açıdan kararı piyasalar sakin karşıladı. Ancak Japonya Merkez Bankası (BOJ) politika faiz oranı 30 yılın en yüksek seviyesine, 10 yıllık bono faiz oranı ise yüzde 2'yi geçerek 2006 yılından bu yana en üst noktasına ulaştı. Toplantı sonrası yapılan değerlendirmelerde 2026 yılında da faiz artırımının devamı edeceği ve bir faiz artışı daha olabileceği yönünde görüşler var. Faiz kararları için büyük ölçüde halen yüzde 3 seviyesine yakın seyreden enflasyon verileri belirleyici olacak.
Haberin DevamıFED'İN PATRONU KİM OLACAK
ABD enflasyon (TÜFE) verisinin beklentilerin altında kalması ise olumlu karşılandı ve borsalara yükseliş olarak yansıdı. Ancak ABD'de hükümetin kapalı olduğu dönemi içermesi nedeniyle veri toplamanın sağlıklı olmadığı ve bazı sıkıntılar yaşandığı, bu açıdan TÜFE verisine temkinli bakılması gerektiği yönünde görüşler var. Piyasalar ise "bardağın dolu tarafını görmeyi" tercih etti ve olumlu veriyi yönde fiyatladı, böylece önemli bir viraj kazasız geçilmiş oldu. Diğer yandan ABD'de Mayıs 2026'da görev süresi dolacak olan Fed Başkanı Powell'ın yerine kimin geçeceği konusu da var. Trump, aday sayısını sürekli artırıyor. Kevin Hassett, Christopher Waller, Michelle Bowman adı geçen adaylar. Trump, bu görev için üç ya da dört adayın hâlâ yarışta olduğunu söyledi. Kim gelirse gelsin Trump'ın en fazla düşük faizden yana olanı tercih edeceği muhakkak. Gerçi hepsi de "ben buradayım" dercesine faizlerin indirilmesinden yana tavır gösteriyorlar. En güçlü aday Kevin Hassett olarak gösteriliyor. Bu arada siyasi etki ve Fed'in bağımsızlığı konusu tartışılmaya açılmış durumda. Fed'in 2026 yılı için faiz indirim olasılıkları ocak-nisan arasında yüzde 25-30 civarında ama başkan değişikliği sonrası haziran toplantısı için bu oran yüzde 60'ın üzerinde tahmin ediliyor.
Haberin Devamı2026 İÇİN PİYASALAR İYİMSER
2026 için petrol fiyatları ve faizlerdeki düşüş ile enflasyonun da gerileyeceği beklentilerine dolardaki zayıflama da eklenince piyasaların daha pozitif olacağına dair projeksiyonlar yapılıyor. Bu çerçevede aynı projeksiyonlar altın, gümüş ve emtia fiyatları için de geçerli. Bunlar iyimser beklentiler. 2026 yılına şimdiden "evdeki hesabın çarşıya uyması" temennisini göndermiş olalım. Yine de gerçekleşmeleri görmek yararlı olacak.
Öte yandan jeopolitik gelişmeler gündemdeki yerini koruyor. ABD-Venezuela gerginliği ilk sıralara yerleşti. Rusya-Ukrayna barış görüşmeleri ise umutlu bekleyiş noktasında. ABD Başkanı Donald Trump, Venezuela'nın ABD'ye ait enerji ve petrol haklarını "yasa dışı" aldığını ileri sürerek, "Onları geri istiyoruz" derken Çin ve Rusya'dan Venezuela'ya destek mesajları geldi.
Haberin DevamıDikkat çeken bir diğer ayrıntı ise faiz ve enflasyon tarafında işler yolunda giderken dış borsalardaki çıkış trendlerinin ivme kaybetmesi ve sıklaşan kâr satışları olarak görülüyor.
ALTIN VE GÜMÜŞ YAKIN TAKİPTE
Piyasaların dikkati borsalar kadar hatta ondan öncelikli olarak altın ve gümüşte. ABD enflasyonunun beklenenden düşük gelmesi, zayıf dolar, gerileyen ABD tahvil faizleri; altın, gümüş ve emtia fiyatlarındaki yükselişi desteklemeye devam ediyor. Çıkış trendleri sürüyor. Altının ons fiyatında 4.381 zirvesi henüz geçilmezken gümüş 67.00'nin üzerinde bir kapanışla ile yeni zirve denemesi yaptı. ABD-Venezuela olayında, gerginlik büyür sıcak çatışma ortamı gündeme gelirse tekrar "güvenli liman" ihtiyacı artar. Bu durum altın fiyatını daha da yukarı çeken bir gelişme olur.
Haberin DevamıGümüş bu yılın şampiyonu. Neredeyse çok bilindik özdeyişimiz "söz altın ise sükût gümüştür" olarak değişmek üzere. Gümüşteki çıkışa güçlü talep ve arz eksikliği çok önemli katkı yapıyor.
Ciddi yükseliş gösteren platin ve paladyum gibi kıymetli metaller de doğal olarak altın ve gümüşe olan ilgiden besleniyor.
Piyasa parametrelerine bakıldığında; dolarda zayıflama, Euro'da değerlenme, düşüş eğilimindeki petrol fiyatlarında ABD-Venezuela gerginliğinin yardımıyla toparlanma çabaları ve ABD tahvil faizlerinde yatay seyir hakim. ABD 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4.15, Euro/dolar paritesi 1.1708, dolar endeksi 98.60, altının ons fiyatı 4.338 dolar, gümüş 67.16 dolar, brent petrol ise 60.16 dolar seviyelerinde seyrediyor.

16