Bir şehrin hikayesi

Trabzon şehrinin Kopenhag rövanşı öncesinde nabzını tutmak için 2 gün öncesinden şehre geldim. Şehri hiç bu kadar kalabalık görmemiştim. Neredeyse 24 saat futbolu yaşayan bir Trabzon ile karşılaştım. Kimse Trabzonspor'un Antalyaspor yenilgisini konuşmuyor. Varsa yoksa Kopenhag... Selfie çektirenlerin ve maç kritiği isteyenlerin yüzlerinde tatlı tebessümü ve samimiyetini görünce, içimden "Trabzonspor taraftarı için takım sevgisi, anne sevgisi kadar derinden hissedilen bir duygu" dedim. Evet, şehir çok kalabalık. Turizmin başkenti olmuş adeta Trabzon. Otel işletmecilerinin söylediklerine göre son 20 gün içinde Trabzon'a Suudi Arabistanlılar başta olmak üzere tam bir buçuk milyon turist gelmiş. Otellerde yer yok. Hatta Eylül 15'e kadar doluluk oranı yüzde 95... Ben de ancak Trabzon'a tam 42 km uzaklıktaki Vakfıkebir'de konaklama imkanı bulabildim. Trabzon'da birbirinden güzel otelller, restoranlar ve mağazalar yapılmış. Esnafın yüzü gülüyor. H H H Trabzon, Türkiye'nin ikinci Antalya'sı olmuş. Trabzon meydanı, 5 farklı medeniyetin ve 7 bin yıllık tarihin izlerini taşır. Meydanın havasını yaşayıp, Trabzonspor logosunun önünde hatıra fotoğrafı çektirenleri gözlemledikten sonra; Çarşı kültürünü doyasıya yaşayabileceğiniz Uzun Sokak ve yenilenen Maraş Caddesi'ni gezerken herkesin dilinde Kopenhag maçı var. Tek bir Trabzonspor taraftarı bile maçın zorlu geçeceğini söylemiyor. Hepsi çok iddialı konuşuyor: "3 atacağız, 5 atacağız!" Takım kampta. Dış dünya ile ilişkilerini tamamen kesmiş. Tesislerde adeta kuş uçurtulmuyor! H H H Yöneticiler ise, sosyal medya hesaplarından felaket tellallığı yapıp, takımın moral motivasyonunu bozanlardan rahatsız.