Terör örgütü PKK'nın silah bıraktığını ve kendisini feshettiğini açıklamasından sonra ülkede barış siyasetinin hâkim olacağı ve açılım sürecinin başlaması beklentisi oluştu!

Bu beklenti ile düne kadar "bebek katili" diye tanımlananlar bir anda "kurucu önder" olarak anılmaya başlandı!

Terör örgütü mensupları bu bağlamda adeta bir müsamere havası içinde silahlarını büyük bir tavanın içine doldurarak yaktılar!

Bir taraf "kayıtsız, şartsız bir teslimiyetten" söz ederken karşı taraf başta "kurucu önder" olarak anılmaya başlanan kişi olmak üzere tutuklu pek çok örgüt mensubunun salıverilmesi beklentisi içine girdi.

Bu kişiler arasında AİHM tarafından salıverilmesi gerekir denilen isimler de vardı!

Elbette Abdullah Öcalan ve Selahattin Demirtaş'tan söz ediyoruz.

Ancak beklentiler karşılık bulmadı!

Tahliyesi umulan Selahattin Demirtaş hakkında verilen karara AİHM nezdinde itiraz edildi ve salıverme işlemi gerçekleşmedi.

Bunun üzerine barış sürecine umut bağlayanlardan "süreç büyük yara aldı" açıklaması geldi!

Evet, bugüne kadar barış umutlarını yeşerten bir süreç vardı!

Şimdi ise yaralı bir süreç var!

Gidişatın hayra alâmet olmadığını düşünenler bulunuyor.

Böyle düşünenler haksız değiller!

Bir tarafta beklentileri karşılıksız bırakanlar var.

Diğer tarafta ise "kurucu önder olarak tanımlanan kişi emretse bile biz Cumhur İttifakı'na destek vermeyiz" diyenler var.

Belli ki taraflar