Siz, siz olun ya da biz, biz olalım bir gün "akılsız dostun mu olsun yoksa akıllı düşmanın mı" sorusu ile karşılaşırsak tercihimizi "akılsız dosttan" yana yapmayalım!
Zira düşmana karşı zaten tedbirli ve temkinli olacağımız için akıllısı ya da akılsızı pek fark etmez!
Ama dost dediğimizin akılsızı bizleri zor durumda bırakabilir!
Zira akılsız dost iyi bir şey yapıyorum zannı ile bir çuval inciri berbat edebilir.
Ya da halının ortasını pisleyebilir!
Veyahut hiç olmayacak bir yerde ve hiç olmayacak bir zamanda hileli seçim konusu hakkında fikir yürütmeye başlayabilir!
Biz "bu laf da nereden çıktı şimdi" diye hayretlere düşerken akılsız dostumuz bu defa meşruiyetten söz edebilir!
Hileli seçim yakıştırması ve meşruiyet tartışmaları devam ederken "biz bir şeyler vereceğiz ama önce o bir şey verecek" mealinde incitici laflar duyabiliriz.
Evet, dostun en tehlikelisi akılsız olanıdır!
Ağza alınmaması gereken lafları ulu orta sarf edenidir!
Gaf üstüne gaf yapandır!
Pot üstüne pot kırandır!
Bize karşı göstermiş olduğu olağanüstü ilginin ve sevecenliğin göstermelik olduğunu aklımızdan hiç çıkarmamalıyız.
Bize düzdüğü övgülerin de gelip geçici olduğunu unutmamalıyız.
Dememiz odur ki her yüzümüze güleni dost olarak görmemeliyiz.
Düzülen methiyeleri gerçek olarak kabul etmemeliyiz.
Yani tedbiri ve temkini elden bırakmamalıyız.
Akılsız dost ile