Ankara'da neler oluyor
Niyeyse dün sabahtan beri arayan herkesin ilk cümlesi bu!
Aslında Ankara'da güzel şeyler oluyor.
Devlet mekanizması biraz ağır da işlese sorunsuz çalışıyor.
Rutin dışına çıkarak; siyaseti, medyayı, bürokrasiyi dizayn etmeye çalışan yapılara devlet legal sınırlar içinde kalmaları gerektiğini hatırlatıyor. İstanbul merkezli yolsuzluk operasyonunda ortaya çıkan detaylar da, Antalya'da İl Emniyet Müdürü'nün alınmasıyla sonuçlanan gelişmeler de bir yapının -Bazıları buna "Sistem" diyor- paranın gücüyle zehirli bir sarmaşık gibi devleti kuşatmaya çalıştığını ortaya koydu.
Yapı ya da sistem… Adına ne derseniz deyin… 2023 seçimlerinden beri Erdoğan sonrasını planlamaya çalışıyor. Medyada, siyasette, bürokraside sessiz ve derin adımlarla hem muhalefeti hem iktidarı belirleyecek bir güce ulaşmayı hedeflediler.
Ama devletin ağır işleyen çarklarının gücünü ve etki alanını hiç hesaba katmadılar. Türkiye'de iktidarı da muhalefeti de millet sandıkta belirler. Bunu bir türlü kabullenemediler.
Masa başı projeler, okyanus ötesinden gelecek destekler, Washington-Brüksel hattına bağlanan umutlar sonuçsuz kalmaya mahkum…
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 25 Mayıs 2025 tarihinde kurduğu şu cümle işin özeti aslında: İstanbul'dan Türkiye'ye ve yurt dışına uzanan ahtapotun kolları bir bir deşifre oluyor.
Yunan turizmi bu zamdan etkilenmesin
Yurt dışı çıkış harcı artık 1000 lira.
Sosyal medya zamma tepkili..
"Yurt dışına çıkarken niye vergi ödüyoruz" diyorlar ki; mantıklı bir soru…
Türkiye'de "Yurt dışı çıkış harcı" uygulaması 18 Şubat 1963'te "Dış Seyahat Harcamaları Vergisi" adıyla başlamış. O günden beri farklı isimlerle devam ediyor uygulama. O tarihte verginin amacı "Devlete ek gelir sağlamak, devlet bütçesine katkı oluşturmak" diye açıklanmış.
Harç gelirleri zaman içerisinde özel fonlara, özel projelere, TOKİ gibi kurumlara aktarılmış. Vatandaşın hayatını kolaylaştıracak devlet uygulamaları için kaynak oluşturulmuş. Bu açıdan bakıldığında devletin de mantıklı bir adım attığı söylenebilir.