Endişeye mahal var

Nasrettin Hoca'nın Akşehir'deki türbesini bilirsiniz. Etrafı açık, türbeye dört bir taraftan yaklaşmak mümkün.

Türbenin bir tane kapısı var. Fakat o tek kapı kilitli.

Yani türbeye kapısından girilemiyor.

Şair ve yazar İsmet Özel yıllar önce bir yazısında Nasrettin Hoca'nın türbesinden hareketle hukuk düzenine dair bir teşbihte bulunmuştu.

Şimdi o yazı ya da o yazının yayımlandığı kitap elimin altında olsa da aynıyla aktarsam.

Ancak hatırımda kalanı, o yazının bana düşündürdüklerini anlatabilirim.

Türbenin yegâne kapısının kilitli olması türbeye girmenin yasak olduğu anlamına geliyor.

Ceza kanununun içinde duran ve türbeye girenin cezalandırılmasını amir bir kanun maddesi gibi.

Ama türbenin etrafı açık, isteyen girebiliyor.

Hiç kimse de türbedeki insanlara niye girdin, yassak hemşerim falan demiyor.

Yani kanun var ama kimseye uygulanmıyor.

Ama bir gün, birisi, sistemin cezalandırmak istediği birisi türbenin içinde yakalanıyor.

Türbeye girme suçundan gözaltına alınıyor, yargılanıyor ve mahkûm ediliyor.

Mevcut hukuk sisteminin da Nasrettin Hoca türbesindeki kilitli kapıya benzeyen tarafları var.

Bir kanun var. İnsanlar bilerek ya da bilmeyerek o kanunu ihlal ediyorlar.

Yasa koyucu da yasa uygulayıcı da bu ihlalleri sorun etmiyor.

Kanun kenarda dursun. Bir gün lazım olursa kullanırız.

Bugünlerde yeni yargı paketine konulan etki ajanlığına dair kanun taslağı lüzumu halinde uygulanmak için midir

"Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları ve talimatı doğrultusunda a) Türk vatandaşları veya kurum ve kuruluşları ya da Türkiye'de bulunan yabancılar hakkında araştırma yapanlar veya yaptıranlara" üç yıldan yedi yıla kadar hapis.

Burada tarif edilen işler bir meslek sayılır.

Akademisyensin. Araştırma yapıyorsun.

Yabancı bir üniversiteye tez bile hazırlıyor olabilirsin.

Abi araştırma mı yapıyorsun, yoksa yabancı bir ülkeye istihbarat mı temin ediyorsun

Yabancı bir ülkeye istihbarat temin ediyorsan Allah belanı versin.

Tabii ki ceza kanununa "Allah belanı versin" yazılmaz.

Hangisini yaptığına kim karar verecek

Yargı.

Yargıç insaflıysa, adaletliyse endişe edilecek bir şey yok.

İnceler, delillere bakar ve yaptığının ilmi araştırma mı yoksa casusluk mu olduğuna karar verir.

Diyelim yargıçlarımızın çoğu adaletli ve insaflı.

Şundan endişe etmeli miyiz

Siyasetin adaletli bir yargıcı değiştirme, yerine başka yargıçlar karar atama kapasitesi var.