Üzerinize afiyet

Oturup günleri saymadım ama iki hafta olmuştur yazmayalı. Bu, bir açıklamayı gerekli kılacak kadar uzun bir süre.

Dilim döndüğünce anlatayım.

Anlatayım ki Allah göstermesin başınıza gelirse benim gibi acemilik çekmeyin.

Üzerimde bir tuhaflık hissediyorum. Hatta bir nevi hafiflik.

Sanki ellerimde, ayaklarımda hava kabarcıkları var.

Ağrı sızı yok. İşime gücüme devam etmeme mâni bir sıkıntım yok.

Sorsanız iyiyim.

Acaba tansiyonum mu düştü Bu tuhaflık hissi ondan mı

Evde uzun süredir kimsenin kullanmadığı kimsenin de pek güvenmediği bir tansiyon ölçme aletimiz var.

Ölçsem mi acaba

Ölçtüm, yüksek çıktı. 20 civarında.

İtimat etmedim. Çünkü ben düşük tansiyondan şüpheleniyorum.

Bari gidip hastanede ölçtüreyim.

Selman oğlumla beraber gittik Çam Sakura Hastanesine.

Ölçtüler.

19 çıktı.

Sonra tomografiler, MR'lar, kan tahlilleri, muayeneler

Beyinde bir pıhtı tespit etmişler.

Hafifinden. İnsanı felç etmeyeninden. Yere yıkmayanından.

Bir hafta nöroloji servisinde yatırdılar.

Haftanın sonunda da oğlum İsmail'in düğünü var.

Nazik bir durum.

İnsan babasına en çok ne zaman ihtiyaç duyar

Herhalde düğün günü.

Katılamazsam hiç iyi bir şey olmaz.

İyi miyim

İyiyim.

Yattığım katın koridoru uzun. Yaklaşık yüz elli adım.

Orada her gün 15-20 bin adım yürüyorum.

Okumalarım da devam ediyor. Fevzi Çakmak'ın "Batı Rumeli'yi Nasıl Kaybettik" kitabını bitirdim. (İş Bankası Yayınları.)

İlk geldiğim gün beni yatırmalarını beklemiyordum.

Bir tansiyon ilacı verip gönderirler zannediyordum.

Dino Buzzati'nin "Yedi Kat" diye bir öyküsü var.

(En iyi öykücü kim Sorusunun bendeki cevabı Dino Buzzati'dir.)

Sağlıklı mı hasta mı olduğu kesin belli olmayan iyi durumdaki hastaların 7. Kata yatırıldığı, ölüme yakın hastaların aşama aşama 1. Kata indirildiği bir hastane.

Giuseppe Corte trajik bir şekilde 7. Kattan başlayıp önemsiz vesilelerle çok uzun olmayan bir süre içinde 1. Kata kadar indiriliyor.

Corte, aşağı indirildiği her katta aslında 7. Katın hastası olduğunu düşünüyor.

Koridorda yürürken bazen belki 40 yıl önce okuduğum bu öykü de yanım sıra yürüyor.

Ya da arkadaşım Dr. Ahmet Özdemir'den işittiğim 'tıp tepmesi' tabiri.

Basit bir sebeple hastaneye gidiyorsun. Aksilikler birbirini takip ediyor. Çok geçmeden seni morgdan çıkarıyorlar.

Neyse, bu dediklerim olmadı. İsmail oğlumun düğününe de katılabildim.