'Reklam kokan hareketler'

Durup dururken "Bir insan neden cami yapmak ister" diye bir soru sorulabilir mi

Durup dururken sorulabilir. Hareket halindeyken de sorulabilir.

'Cami yapmak' cemiyet içinde 'iyi insan' olmanın alametlerinden biri sayılıyor.

Fakat cemiyet dalgasını da geçiyor.

Birisi için "İyi adam" denildiğinde "Hıı, cami yaptırmış" diye mırıldananlara rastlamışsınızdır.

Bazıları 'iyi adam' ya da 'iyi insan' olarak anılmak için okul, hastane, çeşme, Kur'an kursu yaptırır, bazıları da cami.

Bazılarının yapacak bir şeyi yoktur, yoksuldur.

Yoksul olduğu için vaizler ona cennete zenginlerden 500 sene önce girme imtiyazı verirler.

Bir dayanağı vardır tabii bu imtiyazın.

Ama imtiyazı ilan etmenin zamanını enflasyonun yoksulları hırpaladığı bir mevsime denk getiriyorsan insanlar bunun içindeki rüşveti fark ederler.

Bazı zenginler, ahirette 500 sene kaybetmemek için ellerini ceplerine atmaya ihtiyaç duyarlar.

Cami kapısının önünde "ne verirsen elinle o gider seninle" diye seslenen zat-ı muhtereme yaklaşıp bir makbuz kestirirler.

Cebinden çıkardığı 200 lirayı tezgâhın üstüne atıp tezgâhtan 180 lirayı geri alanlar olur.

Halbuki 200 lira bozuk para sayılıyor artık, bırak tezgâha geç git.

Bazısı da caminin tamamını yaptırır.

Caminin bir kısmını yaptıran yeteri kadar sevap alır mı

Google'de bu soruya verilmiş birçok cevap buldum.

Şu fetva hoşuma gitti:

"Bir kimse, mescidin yapımına yirmi bin riyal bağışta bulunsa, başka birisi de yirmi riyal bağışta bulunsa, her ikisinin ecrinin aynı olduğunu söylememiz mümkün değildir. Her birisinin mescidin tamamını yapmış gibi ecir alması mümkün değildir. Bakar mısın kardeşim, sevap amelin miktarına göredir."

Din böyle bir şey midir

Yani şu kadar sevap, şu kadar günah, alt alta topla, günahları sevaplardan çıkar, günahlar biriktikçe sıfırlamak için hac, umre gibi ekstra amellere çık.

"Zikirmatik" adı verilen bir aletin alınıp satılabildiği bir cemiyette dinin böyle algılanması yadırganmaz.

Mamafih din dilinin içinde ticari tabirler eksik değildir.

Bu kabil alış-veriş tabirleri hayatın tamamını ihata edemez.

Evet, 'Mizan' diye bir şey var.

Evvela bütün kâinatta, alemi nizam içinde tutan bir kuvvet, bir ölçü. İsterseniz matematik deyin.

Sonra ruz-i cezada yapıp ettiklerimizin ölçülmesi.

"Terazi" tabiri kullanılıyor.

Nasıl bir terazi

Her şeyin çarpanının 'içtenlik' olduğu bir terazi.

İçtenlik yoksa yaptıklarını 'sıfır'la çarparsın.

Biz yoldan çıktık, kelam tartışmalarının içine doğru sürükleniyoruz.

Olsun. O da lazım.

Ama bir an önce cami yaptırmaya dönelim. İnsan neden cami yaptırmak ister

İçinde Allah'ın anıldığı bir mekandır cami.