Ne yapayım öyle bayramı

Bugün Gazze için hiçbir şey yapamıyorsak eğer niye bayramdan bahsediyoruz ki

Benim okuduğun tarih metinlerinde bugünkünden daha zelil, bugünkünden daha perişan, bugünkünden daha rezil daha arsız olduğumuz bir devir yoktu.

Mesulü kim

Kimse kasılmasın. Kimse 'ben değilim' demeye kalkmasın, bunun istisnası yok.

Hepsinin tafralarını, egolarını, kibirlerini, pişkinliklerini, itibarlarını

Liderlerimizden başlayarak, devlet başkanlarımızdan, meliklerimizden, krallarımızdan başlayarak en aşağılara, şimalden cenuba mağripten maşrıka kadar hepimiz mesulüz.

Anlaşılmıştır herhalde, kafam bozuk.

Bugünümüzün yatay ve dikey mimarlarını Allah terbiye etsin.

Evvelce kurbanların derisiyle çok uğraşırdık.

Önce belirteyim, ben hiç deri toplamadım.

Deriyle ilgili bir hesaba kitaba da girmedim.

O zamanlar ortalığı ifsad eden bir Türk Hava Kurumu meselemiz vardı.

Yöneticilerimize göre, Kurban ister vacip ister sünnet olsun, kurbanın derisini Türk Hava Kurumu'na vermek farzdı.

Buna mukabil, bizler, kurban ibadetinin kabulünün şartlarından birinin kurbanın derisini THK'ya vermemek olduğunu düşünürdük.

Öyle düşünmezdik de öyleymiş gibi davranırdık.

(En makbul fitre de THK'ya verilen fitreydi.)

THK yolda izde gördüğü deriye el koyabiliyordu.

Ne yapsın bizim sivil toplumcular

THK görevlisi gibi THK kolluğu takınarak deri topluyordu bazı arkadaşlar.

Cemaatler, tarikatlar, başka sivil kuruluşlar kurban derisi için büyük mücadeleler veriyordu.

Aralarında kavga ediyorlardı.

Neyse, Ak Parti iktidara geldikten sonra bu dertten kurtulduk.

Bugün nedense deri kavgasına rastlamıyorum.

Deriyi toplayacaksın, bir yerden bir yere nakledeceksin, satacaksın ve saire. Bir sürü formalitesi var.

Parayı, çıplak, kılçıksız elde etmek mümkün olunca böyle külfetli işlerin peşini bırakmış olabilirler mi

Hayır, herkesin günahını taşıyamayız. Durup dururken yüklenmeyelim.

Kimin tuttuğunu, kimin bıraktığını insanlarımız, eğer gözleri sımsıkı kapalı değilse biliyor.

Kurbanlar konusunda içinde bit yeniği aramayacağım bir başka mücadele var.

Vekaletle kurban mücadelesi.

Birbirleriyle didişmiyorlar. Herkes kendi kulvarında koşuyor.

Önceki gece geç vakitlerde televizyonda bir reklam gördüm.

Korkunçtu.

Sevimli bir keçi.

Öylece tartsan 20 kilo ya gelir ya gelmez.

Arkasında on-on beş insan, dizilmişler. Belli ki yoksul insanlar.

Ve bir adam. Elinde koca bir bıçak.

Adam bıçağı keçinin boğazına dayamış.

Bir kişi de o keçinin adına kesildiği, vekalet veren adamın ismini bir kartona muntazam bir şekilde yazmış gösteriyor.