Muammer'in gökyüzündeki sövmeleri

Vaktiyle, varlıkla sınanmamış, başkasının elindeki varlığa bakıp bakıp öfkelenen bir topluluktuk.Kimimiz Fakir Baykurt'un kimimiz Kemalettin Tuğcu'nun romanlarından İstanbul'un sokaklarına dökülmüş çocuklar.Bazılarımız Ahmet Günbay Yıldız'ın romanlarına girdi girecek! Öyle bir mevsimdeydik.Şule Yüksel Şenler'in 'Huzur Sokağı'na ya da 'Birleşen Yollar' filminin içine girme ihtimalimiz henüz yok. Orası biraz sosyetik.Bir gün Kirazlıtepe'den çıktık, 7-8 kişi vardık, Küçüksu iskelesinin yakınlarında bir yere yüzmeye gittik. Yüzdük, yüzdük, yüzdük.Hatta Muammer'le ikimiz Rumeli Hisarı önlerine kadar geldik, baktık Hisar'ın dibinde kuvvetli bir akıntı var, girmedik akıntıya geri döndük.70'li yıllar.Akşamüstü yorgun adımlarla Kirazlıtepe'ye doğru yürüyoruz.Yolda boğaza bakan lüks evler. İrili ufaklı villalar. Sahilde yalılar.Bazı villaların önünde muhtemelen yoldan eve nevale taşımak için yapılmış küçük raylı sistemler.Muammer, "Vay anasını, adam yoldan eve çıkmak için kapısına vagon yapmış, biz her gün Beylerbeyi'nden Çakal Dağı'na taban tepiyoruz" deyip nasıl sövüyor.Adam belki elinin emeğiyle yapmış, ya da zenginliği babasından miras.Muammer'in umurunda değil.Öyleydik yani. Söverdik.Meğer Allahu Teala bizi o günlerde yoklukla sınıyormuş.Muammer'in o sövmeleri bugün hala gökyüzünde dolaşıyor mudurYeryüzünde hak sahiplerini arayıp arayıp buluyor mudurEmin değilim. Seslerin atmosferden kaybolmadığını bir gün eski titreşimleri toplayıp yeniden yayımlayabilecek bir teknoloji geliştirileceğini söyleyenler var.Eğer öyleyse Muammer'in sövmeleri de bulunabilir!Şimdi sövüyor mu MuammerYakınlarda görmedim, bilmiyorum.Eski garibanlar ne olur ne olmaz bir tanıdığa rastlar, zülf-i yâre isabet eder diye idareli sövüyorlar.Bizim mütedeyyin, muhafazakâr okumuş yazmışlarımız da öyle.Hepsi demeyelim. Mutlaka akıntıya karşı yüzenler var içlerinde.Ama akıntıya karşı yüzmek zor be birader!Sedat Peker ihalelerdeki yolsuzluk düzenini tane tane anlatıyordu eski videolarından birinde.Hala anlatıyor, boğazımıza kadar nasıl da batmışız pisliğin içine!"Bir belediye başkanına rüşvet vermeye gittiğinde, adam huylanıyor, senden parayı almıyor. Ya kelek yaparsa ya gizli kayıt yapıyorsa, kamera varsa diye. 'Bizim bir alt derneğimiz var oraya şu kadar yardım yap' diyor. Gidiyorsun oraya parayı yatırıyorsun, sözde hayır işi için.""Gidiyorsun parayı yatırıyorsun sonra ne yapmak istiyorsan onu yapıyorsun.""Şimdi sen oraya parayı yatırdın ya, belediye başkanına gitmedi diyeceksin para. O ne yapıyor 100 bin liralık bir iş var, en güvendiği arkadaşına diyor ki '1 milyonluk fatura kes'.""Sonra o 1 milyon